tanımadığımı
düşünüyorum...”
“Yavrum... Bu aile çok zengin!
Neden inat ediyorsun? İlla evlen
demiyoruz ki? Biliyorsun, baban
senin geleceğini düşünüyor!”
“Boş versene anne, ben çocuk
muyum? Yirmi bir yaşındayım.
Beni kandırmaya uğraşmasın hiç.
Onun tüm düşündüğü, evleneceğim
adamın tersaneye ortak olması!..
Bu sayede iflas etmeyip işini
büyütecek tabii...”
“Yine de bir görüşseydin
çocukla?.. Ne olurdu ki? Bir şey
çıkmazdı. Hiç değilse babana
görüştüm ama beğenmedim
derdin!”
Kız sinirle itiraz etti.
“Anne, ne çocuğu ya!? Sen
söyledin, babası yaşlı yatalak bir
adammış. En geç otuzunda
evlenmiş olsa, bu çocuk dediğin
adam da en az kırk veya elli
yaşında olmalı! Beni bu yaşta bir
ihtiyarla mı evlendireceksiniz?
Neredeyse babamla aynı yaşta
oluyor. Sana söylediler mi hiç kaç
yaşında olduğunu?”
Kadın duraladı. Bilmediği belliydi.
“Hayır... aklıma bile gelmedi. Yine
de bir görüşsen?..” diye mırıldandı
sonra. “Az önce babanı aramış. İki
saat kadar bir boşluğu varmış.
Mümkünse yüz yüze konuşmak
istiyormuş.”
Vildan sinirlenerek derin bir nefes
aldı. İri siyah gözleri ateş
saçıyordu. Demek adamın kendisi
bizzat gelip ikna etmek istiyordu!
Ne biçim bir insandı bu? Hayır
denilmesini niye kabul etmiyordu?
Ama zaten bu tip adamlar
zenginliklerinin etkisiyle
kendilerini reddedilmez
sanıyorlardı. Onun gibilerini çok
görmüştü. Üstelik bir tanesiyle de
çıkmıştı.
“Peki, görüştükten sonra ‘Hayır’
dersem kabul edecek miymiş?”
“Vallahi bilmiyorum, kızım. Sadece
tanışmak istiyormuş!”
“Bak sen! Ne kadar da rahat
biri?..” dedi Vildan alayla. Ama
içinden çok kızgındı. Derin bir
nefes aldı. Başına dert almıştı.
Kaçış yok gibi gözüküyordu. Sonra
onayladı annesini. “Peki, olur. Onu
buraya yolla bakalım anne.
Görelim, şimdi ne olacak? İhtiyara
iyi bir ders vereyim de görsün!”
“Aman, Vildan, kızım sakın bir
terbiyesizlik...”
“Merak etme anne. Sen babama
söyle, buranın adını adresini versin.
Heyecanla bekliyorum.”
Sinirle telefonu
Eyvah))
Gece oxuyacagm INWALLAH. Sakitcilik oldugu ucun
Cox maraglidi.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
