baktı.
“Merak etme... arayacaksın!” dedi
kesin bir sesle. Sesi çok
yumuşaktı. Kendinden çok emindi.
Uzanıp kızın yanağına kıvrılan
bir tutam siyah saçı düzeltti. Vildan
engel bile olamamıştı.
Saçlarında daha evvel de bir
erkeğin eli gezinmişti ama... bu
sefer
farklıydı. İçi ürperdi. Bu nasıl bir
adamdı böyle? Yakışıklılığına
fazla güvenen cesur bir serseriydi.
Ama sonra...
Sonra onu öptü...
Tülay’ın ve kendisinin şaşkın
bakışları altında, uzanıp kızın
dudaklarına küçük bir öpücük
kondurdu. Ona engel olamadı... Bu
da neydi?
Vildan öyle şaşırmıştı ki, tepkisi bir
an gecikti. İri gözleriyle
şaşkın şaşkın adamın gri gözlerine
baktı. Sonra aklı başına geldi.
Hızla elini kaldırıp adamı
tokatlamaya çalıştı. Fakat genç
adam
bunu yapacağını biliyormuş gibi,
daha başlangıçta elini yakaladı.
Vurmasına engel oldu. Bileğini
kavrayan inanılmaz güçlü
parmaklar, kelepçe gibiydi.
“Beni ara...” diye emretti adam.
Birden patron durumuna
geçivermişti.
Dudaklarında halen adamın
dokunuşunu hisseden Vildan
sinirden kekeledi. “Seni... seni
zorba! Bunu nasıl yaparsın?
Anlaşmamızda bu yoktu.”
Genç adam kızın bileğini bıraktı.
Hiçbir şey demedi. Sanki az
önce herkesin içinde Vildan’ı öpen
o değildi. Doğrulup Tülay’a
baktı. “Hoşçakal Tülay!
Tanıştığımıza memnun oldum”
dedi
yumuşak bir sesle. Şok içindeki kız
cevap bile veremedi.
Vildan onun arkasından bakmadı.
Onun gidişiyle hiç
ilgilenmedi. İlgilenmemeye çalıştı.
Şaşkındı. Şok içindeydi. Elini
dudaklarına götürmemek için
elinden geleni yaptı. Gözlerini
Tülay’a çevirdi. O da kendisine
bakıyordu.
“Eğer bundan kimseye
bahsedersen...” diye tehdit etti en
yakın arkadaşını... “Seninle bir
daha konuşmam.”
Tülay neşeyle kıkırdadı. “Etmem...
Hoşuna gitti mi bari?”
2. BÖLÜM
Akşam evde yemek yerken,
babasıyla konuşmamaya özen
gösteriyordu.
Kırlaşmış saçları ve hafif çizgili
yüzüne rağmen, yaşını fazla
belli etmiyordu. Yakışıklı bir
adamdı. Genelde az konuşurdu.
Annesi de sessizdi.
Hmm so good
twk,cox maraqlidi
ellerinize sagliq cox gözeldi yazmaqa davam edin
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
