çalışman
gerekmeyecek...” dedi yavaşça.
“Az önce buradaydı...”
Vildan durakladı. Sonra
umursamazca omuz silkti. Gözleri
boş boş bakıyordu. “Biliyorum. Onu
giderken gördüm.”
“Gece ne konuştunuz?”
“Aynı şeyler. Babası çok hastaymış
da... onun için hemen
evlenmesi gerekiyormuş da... ona
bir torun vermek istiyormuş,
falan filan... Kendisini sevimli
göstermek için elinden geleni
yaptı.”
Merakla babasına baktı. “Sana... bir
şey söyledi mi?”
“Hayır! Sadece iş konuştuk.”
“Ne iş yapıyorsunuz ki?”
Yusuf Bey kaşlarını kaldırdı. “Niye
merak ediyorsun?”
Karşısında duran güzel kızının
merakı onu şaşırtmıştı. Vildan
genellikle işleriyle ilgilenmezdi.
“Hiç. Şirketin zor durumda
olduğunu söylüyordun. Faydası
olacak mı diye merak ediyorum.”
“Aslında...” diye başladı adam. “...
biraz toparlanıyoruz. Kriz
yüzünden çok zorlandık. Ataman
Bey’in yardımı olmasaydı çoktan
batmıştık.”
“Sana... borç mu verdi?” İki
milyon doları babasına direk
sormak istemiyordu.
“Hayır. Ama birkaç müşteri getirdi.
Bazı işlerini de biz
yapıyoruz.”
“Ona hiç borcumuz... yok yani?”
Para konusunda yalan
söylemiş olabilir miydi adam?
Yusuf Bey bir an duraladı. Gerçeği
söyleme konusunda
kararsızdı.
“Var...” dedi sonra usulca. “Birkaç
üretim makinesi almıştım.
Ayrıca tekne malzemeleri, motor
falan... Her zamanki malzemeler...
Biliyorsun, hemen hepsi peşin
alınıyor. Ben de bankadan kredi
çekmiştim. Krizde siparişler iptal
edilince... biraz zor durumda
kaldım.”
“Eee...?”
“Bankayla görüşüp borcu üstlendi.
Hepsini ödeyip senetleri
aldı. Bunu da... senin için yaptığını
açıkça söyledi. Bana seninle
ilgili planlarını geçen sene
açıklamıştı.”
Vildan buna inanamıyordu. Siyah
gözleri kocaman oldu.
Adamın cesaretine, cüretine
inanamıyordu.
“Demek beni daha geçen seneden
sattın... öyle mi baba! Aşk
olsun!”
Adam sıkıntıyla nefes aldı. “Yok
öyle bir şey! Saçmalıyorsun
yine! Sen o ara şu Semih denen
herifle çıkmaya başlamıştın.
Ataman Bey seninle
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
