geriye
kaçtı. Aralanan kapıdan
adamın eli gözüktü. “Korkma,
içeriye girmeyeceğim. Al, bu
şampuanı kullanabilirsin!”
“Banyoda var zaten ama...” Uzanıp
adamın elinden şampuanı
aldı. Kendi çıplaklığıyla adamın
arasında ince bir tahta olduğunu
bilmek onu huzursuz ediyordu. “...
alayım bari. Teşekkür ederim.
Bu arada... bu kapı senin fikrin
miydi? Evlenmeden asla benimle
yatamazsın... Aklında bu varsa
unut!”
“Korkma! Bitişik odalar Sinan
Bey’in fikri sanırım. Bir
kadınla geleceğimi söyleyince, seni
sevgilim sanmış olmalı.”
“İyi o zaman. Sen de fazlasını hayal
etme. Ben bir duş alıp,
uzanacağım. Bu kapının anahtarı da
yok. Sakın gireyim deme...?”
“Girmem. Sen de aileni aramayı
unutma. Sağ salim
geldiğimizi haber ver.
Meraklanmasınlar...”
Adamın ince düşüncesi karşısında
utandı. Kendisi bunu daha
akıl edememişti. Homurdanarak
açık kapıyı ittirdi. Kapı
kapandıktan sonra hemen
telefonuna sarılıp annesini aradı.
“Anne, benim, Vildan!”
“Kızım, neredesin? Eve erken
geleceğini söylemiştin?”
“Eee. Ben... Turgut’un
yanındayım.”
“Turgut kim?”
“Evet... siz Ataman diye
tanıyorsunuz. Benimle evlenmek
isteyen zengin tip yok mu! Babam
sana söylemedi demek? Ondan
izin almış. Beni Kuşadası’nda bir
otele getirdi.”
“Saçmalama kızım, ne işin var
senin evli olmadığın bir
erkekle bir otelde... Baban nasıl
izin verirmiş?”
“Yok, anne, öyle değil. Burada
şirketlerinin iki günlük bir
toplantısı var. Ayrı odalardayız
tabii.”
“Peki sen nasıl oldu da gittin?
Adamdan hoşlanmadığını
sanıyordum!”
“Hoşlanmıyorum... Kibirli ve
bencil... Oldukça zorba... Ama
bu arada düşündüm... Çok zengin...
Hem genç, hem de... fena değil.
Yakışıklı sayılır... Aslında bana da
iyi davranıyor. Babama
işlerinde yardım edeceğine söz
verdi. Ben de... çocuk karşılığında
onunla evlenmeyi kabul ettim.”
Karşı taraftan derin bir sessizlik
oldu. Sonra annesi fısıldadı.
“Evlenmeyi kabul mu ettin? Çocuk
karşılığında mı?” Sesi hayretler
içindeydi. “Asla diyordun?
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
