kesti.
Elinde beyaz bir bikini vardı. “Bu
nasıl?”
Vildan hayranlıkla bikiniyi aldı.
Adamın seçimi harikaydı
doğrusu. Yeni ve şık bir modeldi.
Çok da pahalı gözüküyordu.
“Sen bir dene!” diye mırıldandı
adam. “Ben de birkaç tane
daha seçeyim.”
Vildan kabine girdi. Kırmızı
elbisenin altında fazla bir şey
olmadığı için soyunup bikiniyi
giymesi fazla vaktini almamıştı.
Aynadan kendisini süzdü. Fena
değildi. Fazla mı açıktı? Diri
göğüslerinin çevresini saran
kumaş, teni kadar inceydi. Keşke
annesi yanında olsaydı. Kendisine
bir fikir verirdi. Aklına dışarıda
bekleyen despot adam geldi.
Dudaklarını kıvırıp kararsız kaldı.
Sonra kadınca bir hainlikle perdeyi
araladı. Sadece başını çıkarıp
etrafına baktı. Turgut biraz ileride,
elinde birkaç tane daha mayo ve
bikini modeliyle kendisini
bekliyordu. Yanında duran
tezgâhtar kız
ise hayran hayran adamı
süzüyordu.
“Turgut... Bir bakar mısın...?” dedi
hafif bir sahiplenmeyle.
“Efendim?” Perdeye yaklaşmıştı
adam.
“Şimdi kafanı sokup içeriye
bakacaksın ve bana fikrini
söyleyeceksin...” diye fısıldadı ona.
“Ama... sakın edepsizlik
yapma! Nasılsa yüzerken
göreceksin biliyorum ama... burada
utanıyorum. Tamam mı? Sadece
fikir vereceksin. Çok ayrıntısıyla
bakmayacaksın.”
“Peki, kumaşın sakladığı yerlere
ayrıntıyla bakmadan nasıl
fikir vereceğim?” sesi yine
iğneleyici ve muzipti.
“Çok uzatma! Sadece fikir
istiyorum. Hadi bak!” Geri çekilip
adamın perdeyi aralamasını
bekledi. Adam başını içeriye
sokunca,
hafifçe kollarını iki yana kaldırdı.
Kalbi yine gümbür gümbür
atıyordu. Güzel bir vücudu
olduğunu biliyordu. Nedense bu
ters
adamın, aç gözlerle bedenini
süzmesi artık o kadar kötü
gelmiyordu.
Tahmininin aksine, gri gülen
bakışlar hızlıca göğüslerinde ve
bikininin altında gezindi.
Bakışlarında hiçbir çapkınlık
belirtisi
yoktu. Kız kardeşini süzen bir
adam gibi hızlıydı. “Gayet güzel!”
diyerek geri çekilmesi ise sinirini
bozdu. Bu kadar da hızlı
olmasına gerek yoktu.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
