Sonrakı
Fatih Murat Arsal Fan
O gidince, acele etmeden
eşyalarını topladı. Zaten fazla bir
şey yoktu. Hepsini alışveriş
çantalarından birisine tıktı.
Unuttuğu
bir şey var mı diye etrafına
bakındı.
Lobiye indiğinde, adamın bir
kenarda oturmuş, telefonla
konuştuğunu gördü. Koltuklardan
birine rahatça kurulmuş, sakince
karşısındakiyle konuşuyordu. Tek
başınaydı. Yanına kadar gidip
karşısındaki koltuklardan birisine
oturdu. Onun telefon
konuşmasının bitmesini bekledi.
Fakat ilk kez, onda bir
huzursuzluk sezdi. Kendisinin
gelmesiyle biraz rahatsız olmuştu.
Önce anlamadı... Sonra konuştuğu
kişinin kim olduğunu tahmin
etti. Bu sefer yanılmasına imkan
yoktu. Adam Vildan’ın yanında,
telefondaki kişiyle rahat
görüşemiyordu.
“Evet, doğru...” dedi gözünün
ucuyla Vildan’a bakarak.
“Sana dönünce anlatırım! Şu anda
telefonda konuşamam.” Karşı
taraf ne dediyse, yumuşakça kesti
sözünü. “Salı gecesi oradayım.
Evet, gelince konuşuruz.” Telefonu
kapattı ve hiçbir şey olmamış
gibi kıza baktı. “Hazır mısın?”
Vildan onu duymazdan geldi.
“Sevgilin miydi?”
Turgut bir an duraladı. Sonra başını
salladı. “Evet!”
“Sanırım sözlendiğimizi ve
evleneceğimizi öğrenmiş... öyle
mi?”
Adam yine başını salladı. “Doğru!”
Vildan içindeki kıskançlık
duygusuna engel olamıyordu.
“Eminim sen onu avutursun...” dedi
umarsızca. “Ne kadar
zamandır görüşüyorsunuz?”
Genç adam ayağa kalktı. “Bir
süredir.” Konuyu hızlıca
değiştirdi. “Hadi gidelim. Aydan ile
Salih sana selam söylediler.
Onlar hazırlık yapmak için
erkenden İzmir’e gittiler. Babanı az
önce aradım ve durumu anlattım.
Yarın akşam bizi bekliyor
olacaklar. Biz de gidip
yüzüklerimizi alalım...”
Dışarıya çıkarken Sinan Bey onları
yakaladı. Her ikisinin de
ellerini nazikçe sıkıp iyi yolculuklar
diledi. Turgut ve kız da nazik
bir iki kelime söylediler ona.
Vildan kırmızı arabasını
görememişti.
Turgut onu siyah BMW arabaya
yönlendirdi.
“Şoförle arabanı yolladım. Bununla
döneceğiz.” dedi
Cox gozeldi.ellerine saglig
deyesen beyenilmir
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
