kız
kardeşi olduğunu bile
söylemedin...”
Adam güldü. Kızının kıskançlığı
hoşuna gitmişti.
“Demek bize ortak olacak?”
“Evet. Söz verdi. Ayrıca borcunu
da silecek. Düğün hediyesi
olarak...”
“Öyle mi..? Hem ortak olacak,
hem de borcu silecek, öyle
mi?”
Kız omuz silkti. Elini havaya
kaldırıp yüzüğüne baktı. “Çok
güzel, değil mi? Birlikte seçtik.
Doğruyu söylemek gerekirse... çok
zevkli. Her şeyin en güzelini
hemen seçebiliyor. Çok hızlı karar
veriyor. Beğendiği şeyi anında
görüyor. Sanki almak istedikleri
gözünün önünde ona el sallayıp
onu çağırıyor. Kuşadası’nda bana
mayo ve gece elbisesi baktık.
Bulması iki dakikasını almadı. Bana
kalsa, iki saatte seçemezdim bile.
Bu gerdanlıkla şu kolumdaki
basit bilezik bile onun seçimi...
Birisi çok pahalı, birisi çok ucuz...
ama ikisi de mükemmel. Gördüğü
anda kararını hemen veriyor.”
“Bunu biliyoruz zaten! Seni sadece
bir dakika gördü. Ben de
onun yanındaydım. Evlenmeye
karar vermesi için bu süre ona
yetmiş...”
“Ne zamandı?” bu konuyu
hakikaten merak ediyordu. Çünkü
o genç adamı gördüğünü
hatırlamıyordu.
“Sen üniversiteyi kazandığın için
çok sevinçliydin. Toplantı
odasına çat kapı girmiştin...
hatırlıyor musun? Biz de karanlıkta
projeksiyon ile bir sunum
yapıyorduk ona...”
“Hatırladım...” dedi Vildan.
“Projeksiyonun ışığı altında
şaşkınlıkla kalakalmıştım. İşiniz
olduğunu görünce utanıp hemen
çıkmıştım. Turgut da mı
oradaydı?”
“Evet. Senin heyecanın için ondan
özür dilerken, o sadece
güldü. Seni tek görüşü oydu. Başka
karşılaştıysanız bilmem...”
“Karşılaşmadık...” dedi Vildan.
“Karşılaşsaydık, hatırlardım.
Kolay unutulacak bir tip olmadığını
kabul ediyorum. Demek
karanlıkta onu fark edemedim.
Beni sadece o kadarcık görmeyle
mi
evlenmeye karar vermiş?”
“Demek ki!”
“Onu seviyorsun... değil mi?”
Vildan babasının siyah
gözlerine baktı. “Onu zengin
olduğu için değil de... o olduğu için
seviyorsun!”
Adam arkasına yaslandı. Alnı hafif
kırışmıştı. Gözleri

»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
