Sonrakı
Fatih Murat Arsal Fan
Gri gözlerindeki şaşkınlık
açıktı. “Anlayamadım?” dedi.
“Cuma... dedim. Anlamayacak ne
var? Yetiştirebilirsin değil
mi? Sadece resmi nikâh... Düğünü
de öbür ay yaparız. Okul
kapanınca...”
“Sen ciddi misin?”
“Elbette... Seninle evlenmeye
bayılmıyorum ama... Babanın
ameliyatından önce yaparsak ona
moral olur diye düşündüm.
Nasılsa kaçış yok...? Seninle bir
gün evleneceğim. Ha şimdi ha
birkaç ay sonra! Ne fark eder?”
“Sen ciddisin...?”
“Annemle babam da yetişebilir
nikâha! Böylece iki gün
sonra... evli olabiliriz.”
Adam da derin bir nefes aldı.
Kararsızca dudaklarını büzdü.
“Yapmak zorunda değilsin!” dedi
Vildan’a.
“Biliyorum... değilim! Zaten senin
için değil... Baban için!
Kendim için! Dediğim gibi, belki
de hamileyim. Aynı zamanda
çocuğumuz için! Annemle babamın
evlenmeden önce yattığımızı
anlamalarını istemiyorum. Bana
kötü gözle bakmalarına
dayanamam. Zaten ben kendimi
yeterince suçluyorum. Bu
yüzden... Cumaya yetiştirebilir
misin?”
“Evet... Sanırım!”
Vildan onun sesindeki durgunluğu
fark etmişti. Evlenmek
için çok acele eden adam bu
muydu? “Pek sevinmiş
gözükmüyorsun...?” dedi alayla.
“Bana hemen sahip olmaktan
mutlu olacağını sanıyordum...?”
“Sadece çok şaşırdım...” dedi
Turgut.
“İyi...” Gözlerini etrafta gezdirdi.
Verdiği karar yüzünden
nedense rahatlamıştı. O yaşlı hasta
adamın mutlu olmasını
istiyordu. Turgut’un sıcak annesi ve
kardeşinin de mutlu olmasını
istiyordu. Turgut’tan artık
kaçamayacağını biliyordu. Onunla
evlenmesi kaçınılmazdı. Sevmediği
bu adam için fedakârlık
yapmıyordu. Onun ailesi ve kendi
ailesi için yapıyordu. Bu
evlilikte mutsuz olacak olan tek
kişi kendisiydi. Buna rağmen...
Başını yeniden adama çevirdi.
Keskin profiline baktı. Buna
rağmen... bu adamla evleneceği
için o kadar da mutsuz değildi...!
Ciddiyetinden taviz vermeden, asık
bir suratla konuştu. Ama
içinden haince gülümsüyordu.
“Bugün nikâh için bana güzel bir
kıyafet alalım... Çirkin
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
