söyleyebilirim...”
Vildan ayağının altında, halıya
yığılmış kıyafeti alıp adama
uzatırken, onun elinden diğerini
aldı. Dudaklarındaki hafif bir
gülümseme, yaptığından hain bir
haz aldığını, adamın donup
kalmasının hoşuna gittiğini
gösteriyordu. Diğer giysiyi
giydiğinde,
sırtını döndü. “Fermuarını da çeker
misin?” diye sordu.
Adamın elleri sırtında gezinince,
elinde olmadan ürperdi. Bu
adamın dokunuşlarından nefret
ediyordu. Kendisinde oluşturduğu
etkiden nefret ediyordu. Kadınca
duygular hissetmekten nefret
ediyordu. Ve çok zevkliydi. Bütün
sinir uçları canlanmıştı.
Aynada kendisine baktı. “Çok
güzel...” dedi yavaşça. Elbise
vücuduna çok iyi oturmuştu. Bu
modelin de sırtı ve omuzları açıktı.
İnce belini ve yuvarlak kalçalarını
tam olarak sarmıştı. Dönüp
adama gösterdi kendisini. “Nasıl?”
“Her zamanki gibi...” diye
mırıldandı Turgut. Az önce
gördüğü manzara yüzünden huzuru
kaçmış olduğu o kadar belliydi
ki. Nihayet onu huzursuz edecek
bir yöntem bulmuştu.
“Yani?” diye üsteledi.
“Çok güzelsin... Çok yakıştı...”
“Bu olsun mu?” Eliyle göbeğini
kontrol etti. Potluk yapıp
yapmadığına baktı. Onu sinir etmek
için elinden geleni yapmaya
kararlıydı. Haince sordu. “Göğüs
uçlarım belli olmuyor, değil mi?
İçine bir şey giyemeyeceğim de...”
Adamın bakışları yeniden
göğüslerine kayınca, içinin
ürperdiğini hissetti. Daha önce
hiçbir erkek böyle hissettirmemişt
i.
Sadece bakışlarıyla etkilendiği bir
erkek hiç olmamıştı. Belki de
cinsellik böyle bir şeydi? Bedenini
verdiği erkeğe bağlanmak
olabilir miydi?
“Belli olmuyor...” diye homurdandı
adam. “Hadi, fazla
incelemene gerek yok! Çok
yakıştı...”
“Mızmızlanma...” dedi Vildan
inatla. “Vücudumu görmek
hoşuna gitmiyorsa... çıkabilirsin!
Ben sadece bir kez evleneceğim.
Güzel olsun istiyorum.”
Aynadan kendisini süzmeye devam
eden Vildan, giysiyi
beğendiğine karar verdi. Alımlı
kalçaları meydana çıkmıştı. Beli bir
erkeğin iki eliyle sarabileceği
kadar ince gözüküyordu.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
