Evet,
seninle evleneceğim. Söz verdiğim
gibi çocuğunu da doğuracağım. Bir
anlaşma yaptık ve ben buna
uyacağım. Babana bir torun
vereceğim. Baban ölse bile
anneni...
benim annemi hayal kırıklığına
uğratmayacağım. Senden... ne
kadar nefret etsem de... seni
bırakmayacağım!”
Son kelimelerinden sonra adamın
gözlerine bir an baktı.
Sonra öfkeyle döndü ve onun
yanından hızla eve doğru uzaklaştı.
Kimseyi görmedi içeride. Hızla
odasına çıktı. Kapıyı açıp içeriye
girdiğinde, kendisini yatağın
üzerine attı. Ağladığının farkında
değildi. Yanağından bir damla yaş
yastığına düşünce hayretle elini
gözlerine götürdü. Islaklığı
hissedince elinin tersiyle çocuk gibi
sildi. Ağlıyor olamazdı. Uzun
zamandır ağlamamıştı. Bu adamın
yaptığına inanamıyordu. Sonunda
kendisini ağlatmayı da
başarmıştı. Kendisine sahip olduğu
gece bile böyle ağlamamıştı.
Kendisini tutmayı bıraktı. Ağlaması
arttı. Neredeyse hüngür hüngür
ağlıyordu. Kalbi de ağrıyordu artık.
Kalbinin içindeki hafif sızlama,
neredeyse sürekli hale gelmişti.
Turgut’u düşündüğü zaman
hissettiği bu sızıyı sevmiyordu. Bu
despot adamı sevmiyordu.
Hissettiklerini sevmiyordu...
Çok uzun süre ağladı. Kendi
kendine, sessizce ağlıyordu.
Niye ağladığını bile bilmiyordu.
8.BÖLÜMÜN SONU
9. BÖLÜM
Ertesi gün Turgut’u akşama kadar
görmedi. Telefonla da
konuşmamışlardı. Annesini aradı.
Yola çıkmışlardı. Buna sevindi.
Nikâhında tanıdık birilerinin olması
kendisine moral verecekti.
Annesi akşam kendilerini Turgut’un
karşılayacağını, eve kadar
kendilerine eşlik edip yol
göstereceğini söyledi. O da dikkatli
gelmelerini söyleyip telefonu
kapadı.
Tüm günü evleneceği adamın
annesiyle birlikte oturup
muhabbet ederek geçirdi. Bir ara
yanlarına Metin Bey de gelmişti.
Tekerlekli sandalyedeki adamın
heyecanlı olduğu gözüküyordu.
Ama bu heyecanın ölme ihtimali
ile ilgili olmadığı belliydi.
Heyecanı tek oğlunun evlenmesi
ve ileride sahip olacağı torunu ile
ilgiliydi. Aydan’ın çocuğunu
Hekaye yazinda
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
