Sonrakı
Fatih Murat Arsal Fan
“Yolculuk nasıldı?” diye sordu
gözleri parlayarak.
“Fena değildi...” dedi annesi.
Kızının nişanlısına nasıl
sokulduğunu ve onun varlığından
nasıl zevk aldığını fark
edebiliyordu. Küçük vahşi kızının
bir erkeğin yanında böyle uysal
ve sevgi dolu olması ilginçti.
“Baban bastı geldi. Bir kere mola
verebildik...” Sesi de biraz
iğneleyiciydi. Gözünün ucuyla
kocasına
bakmıştı.
“Bir an önce gelip kızımı görmek
istedim...” dedi adam
neşeyle. “Onu çok özledim. Ama
dönüşte yavaş gideriz. Geze geze
gider, istediğin her yerde
dururuz.”
“Vildan çok harika bir genç kız!”
dedi Makbule Hanım. “Çok
iyi bir çocuk yetiştirmişsiniz...”
“Sağ olun... Biraz sinirlidir ama
iyidir benim kızım.” Babası
özellikle Vildan’ın damarına
basmıştı. O da kızar gibi yaptı.
“Baba!”
“Siz de çocuklarınız ile ne kadar
gurur duysanız, azdır!” dedi
babası onu duymazdan gelerek.
“Her ikisi de mükemmeller. Ben
şahsen Ataman Bey’i...”
“Sadece Ataman...” diye düzeltti
Turgut. “Lütfen..! Veya
Turgut olabilir. Artık ‘Bey’ yok..”
“Peki, teşekkürler... İşin gerçeği,
Ataman’ı ilk gördüğümden
beri ona kanım kaynamıştı.
Hatırlıyor musun? İzmir’ de bir
fuarda
karşılaşmıştık. Bir kotla, sade bir
gömlek giymiştin. Seni önce
orada çalışan korumalardan birisi
zannetmiştim. Böyle atletik
olunca, aklıma o gelmişti. Sen de
bana tekneler hakkında bir sürü
soru sormuştun?”
“Hatırlıyorum...” dedi genç adam
gülümseyerek. “Yaklaşık
yedi sene oldu...”
“Yedi.. mi?” Vildan hayretle
nişanlısına baktı. “Siz babamla
yedi senedir mi tanışıyorsunuz?”
“Evet...” Gülümsedi... Güzel gri
gözleri tatlı bir şekilde
parlamıştı. “Tabii ki senden
haberim yoktu. Tekne fuarına
katılmıştım. İlk şirket teknemizi
babandan almıştık. Birkaç kere iş
yemeğine çıktık. Bir kızı olduğunu
biliyordum tabii ama sen daha
çocuktun o sıra... Sürekli bana
senin haylazlıklarından
bahsederdi...
Çok yaramaz ve hırçın olduğunu
oradan biliyorum...’
“Baba, gerçekten mi
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
