“Zaten
yarın evleneceğiz...?” Güzel
gözleri adama acele etmemesini
söylüyordu fakat Turgut bunu
anlamadı.
“Korkma... Sandığın şey için
değil...” Gülümsemesi artmıştı.
“Rahat ol! Söz verdiğim gibi sana
dokunmayacağım.”
“Korkmuyorum zaten!” dedi Vildan
hafif bir sinirle. İşte yine
olmuştu. Adam kendisini
beğenmiyordu artık. Kendisini
cazip
bulmuyordu. Ne kadar inkâr etse
de o gözlerde eskisi gibi arzu
kıvılcımı yoktu. Keşke, o gece...
plajda ona karşılık verseydi...
“Peki, gel...” dedi başını çevirerek.
Üzüntüsünü gizlemeye çalıştı.
Bakalım ne diyecekti?
Odasına çıkmadan önce anne ve
babasına baktı. Odaları aynı
katta, diğer koridordaydı. Çok
beğendikleri ve rahat ettikleri de
belliydi. İkisini de öperek
yanlarından ayrıldı.
Seksi ince geceliğini giyip,
hazırlanması fazla vaktini almadı.
Dişlerini fırçalamış, yüzünü yıkayıp,
biraz kendisine gelmişti. Yeni
bir gelin gibi yatağına oturdu ve
adamı beklemeye başladı. Sıkkın
canı yüzünden suratı iyice asıktı.
Kendisinde neler değiştiğini tam
anlayamıyordu. Bu kadar kısa
zamanda neler değişmişti ki?
Turgut’un bu mesafeli tavrına
sevinecekken, içinden hiç memnun
olmadığını kabul ediyordu.
Kapısı çaldığında “Gir...” dedi
yavaşça. O içeriye girince
kendisi de ayağa kalkıp onu
karşıladı. Gözleri sakin gözüken
adamın üzerindeydi. Turgut henüz
günlük kıyafetleriyleydi. Siyah
saçları yine dağınıkça alnına
dökülmüştü. Açık gömlek
yakasından
göğsünün tüyleri seksi bir biçimde
gözüküyordu. Atletik bedeni ile
bir panter gibi kendisine yanaştı.
Gözleri Vildan’ın asık
yüzündeydi. Bir an bile kızın güzel
bedenine göz atmadı. O ince
kıyafetten yayılan kadınsı cinselliği
görmezden geldi. Kısa bir süre
bakıştılar. Sonra Turgut elini
kaldırdı ve kıza bir şey uzattı.
Vildan önce anlamadan elindeki
kâğıtlara baktı. Sonra
durumu kavradı. Ne olduğunu
biliyordu.
“Düğünden bir önceki gece
istemiştin...” diye mırıldandı
adam.
Genç kız senetlere baktı ifadesiz
gözlerle. Sonra
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
