üzerine
kıyafetlerini giyip iç çamaşırlarını
eline aldı. Kapıya yönelirken
adamın yanından geçmesi
gerekiyordu. Hemen önünde durup
gözlerine baktı. Sonra parmak
uçlarında yükseldi. Dudaklarına
küçük bir öpücük kondurdu.
Gözleri gri gözlerdeydi. “Dün
gece... çok güzeldi. Teşekkür
ederim... Bu sefer ben de istedim.
İyi bir âşık olduğunu inkâr
etmiyorum. Ama... düğün gecemiz
olduğu içindi... Biliyorsun!
Yani sana...” Sustu. Genç adam
alaycı bir tavırla gülümsüyordu.
“Evet, bana bayılmadığını
biliyorum... Bunu açıkça
söylemiştin. Ayrıca dün gece
neden burada olduğunu da
açıklamıştın, seni anlıyorum!” dedi
adam sakin bir sesle.
“Öyle mi?” Dudaklarını ısırdı
hafifçe...
“Meraklanma! Bu yakınlığından
fazla bir sonuç çıkarmam...
Boş hayallere kapılmayacak kadar
yaşlıyım... İçin rahat olsun!”
“Yaşlı falan değilsin... Ben
sadece...”
“Vildan..!” Genç adam sabırsızca
adını söylemişti. Gülen
gözlerini hafifçe kıstı. “Hadi git
hazırlan... Kendini yorma. Kırk
dakika sonra aşağıda buluşalım. Bu
geceyi de bir daha
konuşmayız!”
Vildan başını eğdi. Dönüp kapıya
yürüdü. Dışarı çıkmadan
önce dönüp ona bakmak istedi ama
yapamadı. O bu geceyi
unutmak istemiyordu ki! Üzgünce
odasına gitti. Keşke bu kadar
gururlu olmasaydı. Keşke onun
sevgisinden emin olabilseydi. O
zaman her şey daha kolay olurdu.
Ona gerçeği söyleyebilirdi. Ama
uzun zamandan beri onun
sevgisinden emin olamıyordu.
Adamın
kendisini arzuladığını biliyordu
fakat sevmek... Bu konuda artık
şüpheleri vardı.
Güzelce banyo yapıp giyindi.
Giydiği beyaz pantolon ince
bacaklarını ve seksi kalçalarını
meydana çıkarmıştı. Gülümseyerek
aynada kendisine baktı. Gece
kalçalarını kavrayıp sıkıca çeken
ellerin baskısını hâlâ hissediyordu.
Onun tarafından ellenmekten
hoşlanıyordu. Bu adamın sevimli
çekiciliğine ve erkeksi cazibesine
karşı koyamıyordu.
Beyaz gömleğinin üzerine saçlarını
atkuyruğu yaptı. Sonra
kendisini beğenmedi. Aslında çok
güzel gözüküyordu ama “Yine
çocuk
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
