dürüstçe.
“Onunla ilişkimi geçen hafta
bitirmiştim... Kuşadası’na
gitmeden önce...”
“Ge...gerçekten mi?” diye hayretle
kekeledi Vildan.
“Evet!”
“Ve bana söylemedin..?” Sesi
kısıktı.
Adam omuz silkti. “İlgilendiğini
bilmiyordum? Beni
istemediğini, sana dokunmadığım
sürece başka kadınlarla ilişkime
devam edebileceğimi
söylemiştin..?”
“Ne kadar kıskandığımı
bilemezsin...” dedi Vildan utançla.
“Söyledim ama... Bakma öyle
şaşkınca.! Seni hep kıskandım. Öyle
söylememe rağmen... Kıskandım
işte! Kız kardeşini bile
kıskandım. Onu önce sevgilin
zannettim. “ Dudaklarını hafifçe
büzdü. “Sonra yeğenin... Onu da
telefonda önce sevgilin zannettim.
Ve sonra o Sinan Bey’in kızı...
Küçük şırfıntı... Seni gözleriyle
yiyordu! Onunla gerçekten
yatmadın... değil mi?”
Adam gülümsedi... “Hayır... Ama
beni kıskandığını hiç fark
etmedim... Nasıl oldu bu? Bana
sürekli kızgın bakıyordun..?”
“Kızdırıyordun...” Arzulu dudaklar
yavaşça göğüs uçlarında
gezinmeye başlayınca sustu. Belini
kıvırıp gözlerini yumdu. Siyah
saçlarını okşamaya devam
ediyordu. “Turgut...?” diye inledi.
“Beni... niye artık sevmiyorsun?”
diye çocukça sordu.
“Ne dedin?” Turgut başını kaldırıp
onu süzdü.
“Beni eskisi kadar sevmiyorsun
artık... Değil mi? Seni çok
üzdüm... Çok kırdım... Şimdi beni
eskisi kadar sevmiyorsun... Üç
yıl beklemene rağmen bir kaç
günde sevgini yok ettim...”
“Bunu da nereden çıkardın?”
“Öyle hissediyorum...”
“Bu senin için önemli mi?”
Yine savunma mekanizmasını
devreye sokacaktı ama... O gri
gözlere yalan söyleyemedi. Artık
söylemek istemiyordu.
“Önemli...” dedi titrek bir sesle.
“Buna inanmıyorum... Neden?”
“Çünkü... çünkü önemli işte!”
Parmaklarını sakalı hafif
uzamış yanağında gezdirdi. “Kaç
gündür sana bir şey anlatmaya
çalışıyorum... Sana belli etmeye
çalışıyorum... Ama sen aptalca
anlamamakta direniyorsun!”
“Neyi? Benden artık nefret
etmediğini söylemiştin... O mu?”
“O değil... Anlasana artık...”
Gözlerini bir an
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
