etkilenirdi.
Bunu kabullenmek hiç de zor
değildi.
Yaptığı planın içinde onun yakışıklı
olması önemli bir etkendi zaten. O
böyle yakışıklı olmasa, onunla
evlenmesine için bir bahanesi
olamazdı. Sadece yüz olarak değil,
fizik olarak da çekiciydi. Her
zamanki gibi o iri fiziğinin ne kadar
çekici göründüğüne dikkat
etmemeye çalıştı. Çünkü o bedeni
düşündüğü zaman, kendi acemi
cinsel dürtüleri usulca baş
kaldırıyordu.
Uzun boylu bir adamdı. Heybetli
denecek kadar iri, uzun ve
atletikti. Kendisi de uzun boylu bir
kadın sayılmasına rağmen kocası
kendisinden en az yirmi santim
daha uzundu. Bir doksandan uzun
olmalıydı. Gergin bedeni güç ile
dolup taşıyor gibiydi. Rahatça
kaykıldığı şu iki kişilik salıncaktan
bile her an fırlayıp gökyüzüne
süzülecek yırtıcı bir kuş havası
vardı. Onu ilk gördüğü zaman da
bu güçlü vücuttan ürkmüş, şimdi
takım elbise altında kalan kaslı
bedeninden çekinmişti. Tam bir
sene öncesiydi…
Genç adam elindeki sigarayı
gösterdi.
“Biraz temiz hava ve biraz da kirli
duman almak istedim…” dedi
keyifle.
“Sigarayı bıraktığını sanıyordum?”
diye sordu yine soğuk bir sesle.
“Hâlâ uğraşıyorum… Daha iki nefes
çekmedim…” Genç kadın ayakta
öylece duruyordu. Adam eliyle
işaret etti. “Gel yanıma… Biraz
otur! Bütün gece zaten
ayaktaydın!”
“Bu benim görevim… Senin de
öyle! Gelenlerin bizim misafirimiz
olduğunu hatırlatırım!?”
“Eeee?”
“Sen de artık gelsen iyi olur!”
“Gelirim şimdi… Zaten buraya
geleli çok olmadı!” Sigarasını
gösterdi. “Bak, henüz içemedim
bile! Sadece biraz hava alayım
istedim. Bazı arkadaşların çok
sırnaşık!”
Ebru dişlerini sıktı. Öyle olduğunu
biliyordu. “Pek sıkılmış gibi
durmuyordun!” dedi sakince.
“Tülin ve sonra da Hadise ile epey
muhabbet ettiniz!” Onu izliyormuş
gibi görünmekten nefret etti. Genç
adam her iki kadınla da uzunca bir
süre muhabbet etmişti. Bir süre
için ayrı kaldıkları kısa bir zaman
diliminde, bazı kadınlar hemen bu
boşluğu doldurmuştu. Dikkat
etmemeye çalışsa da,
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
