iki genç
kadın, iki uzun erkeğin el
sıkışmasını nefes almadan izledi.
Selim Yakup’tan birkaç santim
daha uzundu. Yakup her zaman
atletikti. Genç kadın bir zamanlar
onun vücudunu okşamayı severdi.
Eskiden o atletik vücudun
kendisine ait olduğunu bilmek
hoşuna giderdi. Sürekli spor yapan
Yakup, boks gibi erkeksi sporlarla
da uğraşıyordu. Duyduğu hayal
kırıklığından sonra, onun karşısına
çıkaracağı erkeği seçmek, dünya
güzelini seçmekten zor olmuştu.
Fakat şimdi, endişeyle tuttuğu
nefesini salabilirdi. Çok başarılı bir
iş yapmıştı… Bunu görmek onu
rahatlattı.
Bir an geriye doğru çekildi sanki…
Bir kadının gözüyle kocasını
görmeye çalıştı. Belki de bir
erkeğin gözüyle… İki erkeği
kıyaslayabilir miydi?
Memnunlukla kabul etti.
Selim… Ondan asla geri kalmazdı!
Yakup’tan çok daha atletikti. Kalın
kolları açık renk ceketinin içinden
bile belli oluyordu. Uzun ama
yandan geriye taranmış dalgalı
saçları ile en az onun kadar
yakışıklıydı. Bir tutam seksi tel
alnından kaşının üstüne doğru
düşüyordu. Aslında bu tip
erkeklerden hoşlanmazdı. O böyle
rahat görünümlü modern
erkeklerdense, Yakup gibi ciddi
görünümlü, ciddi bir saç kesimi
olan ve ciddi bakışlı erkekleri
severdi. Oysa Selim’in gözleri hep
alaycı bir gülümseme ile parlardı.
Biçimli dudakları ise her an
gülmeye hazır gibiydi. Onu çok
ender ciddi görmüştü.
Evet…! Belki kesinlikle kendi tipi
değildi. Bunu daha ilk tanıştıkları
andan beri biliyordu. Ama onu
tercih etmişti işte…
O erkeksi, çekici fiziği, farkında
olmasa bile giydiği her şeyin
kendisine yakışmasını sağlıyordu.
Dimdik duruşu, göz alıcı bir şekilde
onu diğer erkeklerden ayırıyordu.
Gri gözlerindeki davet, onun
farkında olmadığı bir özelliğiydi.
Gecenin başından beri onun o gri
gözlerine bakan her kadın arkadaşı,
şaşkınlıktan nefes alamaz olmuştu.
Zaten bu plan içinde onu
seçmesindeki sebepler de bunlar
değil miydi? Bu adamla evlenmek
kendisine biraz pahalıya patlamıştı
ama… önemli değildi.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
