bolca da
yüzüyor da olmalıydı.
“Korkacak bir şey yok! Sizi
yemem!” dedi adam. “Arabada bir
su pompası var… Onu acil çiftliğe
götürmem lazım yoksa balıklar ve
midyeler ölecek ve eminim
oradaki mühendisler bana çok
kızacaklar… Siz beni kurtarmış
olursunuz, ben de sizi…”
Onun alaycı sesi ile Ebru
bozulmuştu. Kaşlarını çattı.
“Üzgünüm…” dedi donuk bir sesle.
“Sizi tanımıyorum ve gecenin bu
saatinde bir yabancıyı…”
Adam elini öylesine salladı. Yine
sözünü kesmişti. “Anlıyorum, siz
bilirsiniz… Ben bir taksi
çağırabilirim… Siz de bu saatte
şansınızı deneyebilirsiniz… Şimdi
yolu tarif edeyim size…” Başını
çevirip yolun gerisine baktı. “Beş
kilometre geride dört kollu bir
kavşak var. Sağa dönüp ara yollara
sapmadan iki kilometre gidin.
Yollar birbirine çok benzer. Dikkati
olun, yanlış saparsanız ilgisiz bir
yere çıkabilirsiniz! Sağda balık
çiftliğini gördükten sonra da ilk
sapaktan sola dönün. Sağa
dönerseniz bir kamp yerine
çıkarsınız ve yolu da pek iyi
değildir. Arabanıza yazık olur…”
Dönüp gitmeye hazırlandı. O kadar
kolay… O kadar umursamaz…
Nedense Ebru birden telaşa kapıldı.
Adam gerçekten de gidecekti. Onu
arabasına almak istememişti ama o
da hiç ısrar etmemişti ki!
Hemencecik bir yabancıyı
arabasına almasının, genç bir kadın
için doğru olmayacağını anlaması
gerekirdi. Diğer yandan, gecenin
bu saatinde yapayalnız kalmak
istemiyordu. Sebepsiz bir şekilde
ona güven duymuştu. Gözlerindeki
ılık bakış veya teklifsiz hali buna
sebep olmuş olabilirdi. Üstelik
benzinci çocuğun da ona güvendiği
belliydi. Uzun adam elini eski
kotunun cebine atıp bir telefon
çıkardı. Fakir insanların çoğu gibi
telefonu oldukça iyiydi. Kendi
emrinde çalışan personelinin bile
yemeden içmeden kısıp pahalı
telefonlar almasına şaşardı zaten!
Belli ki taksi çağıracaktı…
“Bir dakika lütfen…” dedi yavaşça.
Gitmek üzere hazırlanan adam
elinde telefonla bir an duralayınca
gülümsemeye çalıştı. “Kusura
bakmayın… Biraz kaba davrandım
galiba?
<< 1 ... 9 10 [11] 12 13 ... 19 >>
Balacalar oxumasiney ozude
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
