içerisinin de yaşanılacak
halde olduğunu gördü. Üst katları
bilmiyordu ama bu katta her şey
yolundaydı. Sanki onun
düşüncelerini anlamış gibi adam
açıkladı.
“Ev henüz tam bitmedi. Yukarı kat
da yapılı ama en üst kat daha inşaat
aşamasında. Sanırım seneye bitmiş
olur. Yalnız yatmaktan korkmazsan
üst katta yatak odası var. Hem de
iki tane! Ben normalde onlardan
birisinde kalıyorum fakat senin
rahatsız olmaman için bahçede ki
hamakta yatacağım.”
Selim’e karşı hâlâ mesafeli olan
Ebru başını salladı. “Zaten
uyarayım… Çantamda göz yaşartıcı
sprey var!” dedi kendisine
güvenen bir sesle!
Adam güldü. “Eminim vardır.
Rahat ol! Karnın aç mı?”
Genç kadın çocuk gibi dudaklarını
büzdü. Yaşadığı korkunç hayal
kırıklığına rağmen… acıkmıştı.
“Evet…!” diye itiraf etti yavaşça.
Onun gülüşü gururunu incitmişti.
İstese kendisine rahatlıkla sahip
olabileceğini, sprey gibi şeylerin
kendisini durduramayacağını belli
eden bir gülüştü. İşin gerçeği
haklıydı da… Boyu onun omzuna
zor yetişirken, kaba gücü
karşısında hiç bir şey yapamazdı.
Neden gecenin bir yarısı, bu
sürekli gülümseyen ama yine de
kendisine ürkütücü gelen
adamlaydı ki?
“İyi, ben de acıktım. Dolapta tost
malzemeleri olacaktı. Sen bahçede
otur… Ben de sana yiyecek güzel
bir şeyler hazırlayayım…”
Genç kadın hafifçe esnedi. Aç
olduğu kadar çok da yorgundu.
Aslında açlıkla uyku arasında gidip
geliyordu. Tüm yaşadığı stres de
sinirini fena bozmuştu. Fakat
hemen yatsa, uykusunun kaçacağını
ve sevdiği adamın ihanetini
düşüneceğini biliyordu. En iyisi
biraz daha oturmaktı.
Bahçeye gidip hamağa yerleşti. İyi
ki üzerine rahat bir şeyler giymişti.
Üzerindeki harika kumaş pantolonu
bile bu Selim denen adamın bir
aylık gelirinden pahalı olmalıydı.
Çok para verdiğini hatırlıyordu.
Kendisine çok yakışan bej gömleği
de çok iyi kesimli ve yine çok iyi
bir markaydı. İç çamaşırlarına
kadar pahalı şeyler giyinirdi.
Zengin olmanın bu yönünü çok
seviyordu.
Elinde çantası, içindeki

<< 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 14 >>