Ebru’nun zevkle
inlemesine sebep olmuştu
Selim göğüslerini yumuşakça
öpmeye başlayınca, gözlerini
yumdu. Böyle bir şeyi hiç
ummamıştı. Onun göğüslerini
emmesi ve dilini sertleşmiş
uçlarında gezdirip, hafif hafif
ısırması, kendisine inanılmaz doğal
ve zevkli gelmişti. Gülümseyerek
belini kıvırdı. İkisi de sımsıkı
avuçlanan ve ateşle emilen
göğüslerini daha bir cömertçe
adama bastırdı. Parmak uçları
uzun, dalgalı saçları okşuyordu.
Ah… Ne kadar güzeldi…
Zevkliydi…
Selim de yoğun bir duygu
içindeydi. Altındaki narin beden,
her an kırılıverecekmiş gibiydi.
Avuçlarının içinde okşamaya
doyamadığı göğüsler öylesine
diriydi ki, daha evvel bir kadın
vücudu okşamaktan bu kadar zevk
aldığını hatırlamıyordu. Dudaklarını
iki göğsünün oluğundan aşağıya
indirdiğinde, ilk kez sevişen bir
erkek çocuğu gibi nefesi
hızlanmıştı. Acele etmek
istemediği için uzun uzun göbeğini
öptü. Göbeği şikâyet ettiği gibi
değildi. Yuvarlak, seksi, öpülesi
nefis bir göbeği vardı. Heyecanla
titriyor ve öpücüklere karşılık
veriyordu.
Sonra dudaklarını daha aşağıya
indirdi. Külotunu sıyırırken, açlıkla
kumaşın meydanda bıraktığı
kıvrımlara dudaklarını yapıştırdı.
Onun itiraz eden sesini ve hafif
kasılmasını görmezden geldi. İç
çamaşırını çekip fırlattı. İtirazlarına
aldırmadan yumuşak hareketlerle
bacaklarını iyice iki yana ayırdı. O
kadar nazik davranmıştı ki, Ebru
fazla direnemedi. Doğanın bir
erkek için yaratılmış en güzel
manzarası şimdi adamın
bakışlarının altındaydı. Savunmasız
ve ilgiye açık… Ve sadece Selim’e
ait…
Lanet olası parmaklar…
“Bunu… yapmak zorunda mısın?”
diye fısıldadı Ebru.
O parmaklar şimdi de gözlerin
baktığı yerlerde geziniyordu.
“Ücrete dâhil…” diye mırıldandı
Selim.
“Yapmaman için para versem?..”
Genç adam onun utandığını
hissetmişti. Parmaklarını
dokundurduğu kıvrımlar, belli ki
daha önce kimse tarafından
okşanmamıştı. Başını eğdi. Dilini ve
dudaklarını dipdiri kadınlığında
gezdirirken, Ebru’nun
utanmasından,
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
