de şirketten birisi bilecek!
Yoksa siz de kendinize yeni bir iş
aramak zorunda kalırsınız!
Anlatabildim mi?”
“E… Elbette!” diye kekeledi adam.
“Eşimin ciddi bir işte çalıştığını ve
kontrolün onda olduğunu sanmasını
sağlamalısınız. Arka planda siz
kontrol edin. O sadece imza falan
atsın…”
“Peki…”
“Güzel… Pazartesinden itibaren işe
başlayabilir…”
Kemal Bey gidince, saatine baktı.
Akşam olmak üzereydi. Şimdi sıra
bunu Selim’e söylemeye gelmişti.
Pek hoşnut olmayacağını tahmin
ediyordu. Öyle ya! Aylaklık etmek
varken neden bir işte çalışması
gerektiğini anlamayacaktı. Ama
öyle olması gerekiyordu. Planda bu
da vardı. Kocası yakışıklı olmakla
kalmayacak, saygın ve başarılı bir
iş adamı gibi gözükecekti.
O hafta sonu çok sıkıcı geçti.
Birkaç mağaza gezip alışveriş yaptı.
Çok sıcaktı. Geçen sene bu sıralar
Çeşme’de, o gösterişsiz yazlıkta
olduğunu hatırladı. O sıcak iki gün,
Selim’in neşesi ve cinsel elektriği
ile çok güzel geçmişti. Bir sene
geçtiğine inanamıyordu.
Pazar akşamı yemekten sonra,
kocasının oturma odasına girdiğini
gördü. Yeni gelmiş olmalıydı.
Üzerinde spor bir kot ile rahat bir
gömlek vardı. Geçen seneden bu
yana vücudunda bir gram değişme
olmamıştı. Son iki aydır rahat
yaşamanın verdiği bir kilo alımı da
gözükmüyordu.
Elindeki kahveyi yudumlarken,
onun gelişini fazla ilgilenmeden
karşılamaya çalıştı. Rezzan Hanım
o sırada Ebru’ya bir şeyler
söylüyordu. Onun ne dediğini
dinlemeyen Ebru, sadece başını
sallayıp onayladı. Kadıncağızın
yüzünde Selim’i görünce çiçekler
açmıştı. Onun bu adamı fazlasıyla
sevdiği gizli değildi artık.
“Geldiniz mi Selim Bey?” dedi
keyifle. “Size de kahve fincanı
getireyim mi?”
“Harika olur!” dedi genç adam ona
gülümseyerek. “Bugün ne var
sende? Bir değişiklik var. Sanki…
dur bakayım?.. Saçlarını boyatıp
biçimini mi değiştirdin?”
Kadın genç kız gibi kıkırdadı.
“Evet…” Eli bilinçsizce kısa
kesilmiş saçlarına gitti. “Güzel
olmuş mu?”
“Çok beğendim…”
Mutluluktan yanakları

<< 1 ... 3 4 [5] 6 7 8 >>