başı işi bulabilirim!”
Genç adam onun bu alaycı tavrına
cevap vermeyince, yanından geçip
lokantanın sıcak havasına girdi.
Yüzü yanıyordu. Arkasına bakmak
istiyordu ama yapamıyordu.
Masalarına geldiğinde, Jülide ile
Yakup’un gülüşerek konuştuklarını
gördü. Şu anda onların yakınlıkları
ile ilgilenecek durumda değildi.
Beş dakika içinde de nasıl bu kadar
samimi olduklarını umursamadı.
Jülide’nin erkek kardeşi de açık bir
beğeniyle kendisini süzüyordu.
Yüzündeki ifadeyi normalleştirmey
e çalıştı. Yakup o gelince hemen
ilgili erkek havasına girmişti.
“Nerede kaldın Ebru?..” diye sordu
merakla. “Az kalsın Jülide
peşinden geliyordu! Sana bir şey
oldu zannettik!”
“İyiyim… Bir tanıdığa denk geldim
de!”
“Öyle mi? Kimdi?” dedi adam.
“Tanımazsın! Zaten önemli birisi
değildi…” Bakışlarını verandaya
açılan cam kapıya çevirdi. Buradan
görmek zordu. O da içeriye girmiş
olmalıydı. Bakışlarını kalabalıkta
gezdirdi. Şimdi de kendi kendine
kızıyordu. Onu altı ay boyunca
görmeyi ummuştu fakat kendi
aptallığı yüzünden ilk görüşmeleri
fiyasko olmuştu. Ondan açıkça
kaçmıştı. Ona kaba ve öfkeli
davranmıştı. Hatta alaycı! Onu
umursamadığını belli etmek adına,
altı ay içinde hiç görmediği bu
adamı, bir daha görmemek üzere
yine arkasında bırakmıştı.
Aptal!
Üstelik yine telefon numarası
almadığını düşünüyordu. İyi ki de
almamıştı. Zaten numarasını ne
yapacaktı ki? Doğru düzgün bir işe
girmeye bile niyeti yoktu. O halde
ne yapacaktı numarasını? O da
diğer erkekler gibi bir erkekti! Ona
ihtiyacı yoktu. Kalkıp da yine seks
dolu bir hafta sonu için onu
arayacak değildi ya? Bundan sonra
onunla bir işi bile olmazdı…
Bakışları yeniden salonda gezindi…
Üzerindeki takım elbise geniş
omuzlarını ne de güzel meydana
çıkarmıştı! O kaslarla bezeli erkek
bedeninin her noktasını öpüp
okşamasaydı, terzinin giysiyi biraz
abarttığını düşünebilirdi. İyi bir
terzinin elinden çıktığı belliydi!
Kaslarını kısmen gizlemişti ama
kalıp gibi de vücuduna
<< 1 ... 12 13 [14] 15 16 ... 25 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
