hakkındaki sözlerine
vermeye çalıştı. İş kadını olmanın
kötü bir dezavantajıydı. Böylece
herkes kendisinin yemekte bile iş
düşündüğünü sanıyordu. Bu
sohbetten sıkılmıştı ama yapacağı
bir şey yoktu. Sanki Yakup da
ilgiyle dinliyor gibiydi.
Çok bunalmıştı. “İzin verir
misiniz?” dedi nazikçe. “Makyajımı
tazelemem lazım…” diyerek bir
bahane uydurdu. Aslında bu sıkıcı
ortamdan kaçıp biraz hava almak
için lokantanın terasına çıkmayı
planlıyordu. Erkeklere gülümseyip
kalktı. Kalkarken ilk kez Jülide’nin
Yakup’a bakan ilgili gözlerini
görmüştü. Gözünün ucuyla Yakup’a
baktı. O da kendisinin bakmadığını
sandığı bir anda ilgiyle Jülide’ye
bakmıştı.
Bu bakışlarda ciddi bir şeyler
olmasına gerek yoktu. Fazla
aldırmadı. Aynı masada oturan iki
yabancının birbirlerine nazikçe göz
atmasından başka bir şey değildi.
Yerinden kaktıktan sonra, soğuk
havaya çıkmak için bir fırsat
kolladı. Lokantanın yazlık
verandasına çıkan sürgülü kapı
zaten hafif aralıktı. Belli ki temiz
hava girsin diye aralamışlardı.
Kalabalık masaların arasından bir
prenses gibi geçti. Dışarıya
çıkacağını belli edemeyeceği için,
ceketini sandalyesinin arkasında
bırakmıştı. Üzerinde sadece dizine
kadar gelen ciddi siyah eteği ve
uzun kollu pahalı bluzu vardı. Siyah
etek ve açık mavi bluz ile çok
seksi olduğunu biliyordu.
Yürüdükçe erkeklerin ilgili
bakışları da onu takip etti. Ahenkle
sallanan kalçaları ve dolgun
göğüsleri ile çoğu erkeği
yutkundurdu. Sadece Venüs
heykellerinde olabilecek bir
orantıya sahip bedeni, birçok
kadının da hasetle çatlatıyordu.
Genç kadının tek eksisi, her
zamanki gibi buz görünüşlü
olmasıydı. Donuk bakan bal rengi
gözleri ve hafif asık suratı, onu
erişilmez kılıyordu.
Dışarıya çıkıp derin bir nefes aldı.
Rahatlamıştı şimdi. Ne yazık ki
uzun süre burada kalamayacak ve
kendisini sıcak tutamayacaktı. Hava
çok serindi. Bluzu da yeterince
kalın değildi. Yine de kendisine
gelmesi için bu serinlik iyi
olmuştu. Gözleri ile aşağıda
<< 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 25 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
