mısın?” Eliyle iki kişilik
rahat koltuğu gösterdi. Genç adam
deri koltuğa rahatça yerleşince,
Ebru gözlerini onun önü açılan
ceketinden gözüken kaslı
göğsünden kaçırdı. Deliriyordu her
halde? Aklına o göğsü nasıl öpüp
okşadığı gelmişti ve dudakları
kurumuştu. “Şey… Ne alırsın? Çay,
alkol veya başka bir şey?”
Genç adam omuz silkti. “Çay
alayım… Beni çay içmek için
çağırmadın mı?” diye sordu
sevimli bir gülümsemeyle.
Rezzan Hanım, Ebru’nun bakışı ile
görevini hatırlayıp, hemen çay
getirmek için odadan çıktı. Ebru da
ondan uzak olan bir koltuğa
yerleşti ve kendisini delici
bakışlarla süzen genç adama baktı.
“Çok şıksın!” dedi sakin bir
soğuklukla. “Saçlarını kestirmişsin?
Sana yakışmış!”
“Sen de çok güzelsin! Saçını neden
yine topuz yaptın? Aramıza mesafe
koymak için mi?” Genizden gelen
güzel sesi ile o kadar doğru
konuşmuştu ki, Ebru yüz ifadesini
değiştirmemek için elinden geleni
yaptı.
“Böyle daha rahat olduğum için…
Seninle bir ilgisi yok. Telefonda
vurguladığın gibi seninle yeniden
yatacağımı sanıyorsan
yanılıyorsun?”
Adam güldü. “Çok yazık… Beni
neden çağırdın o halde?”
“Belki de üzerindeki birkaç bin
liralık elbiseyi nasıl aldığını merak
etmişimdir? Ya da aylar sonra
ortaya çıkıp, telefon numaranı
neden bana verdiğini? O yanındaki
güzel kadını merak ettiğim için de
olabilir? Bana doğruyu söyle? Sen
jigolo musun?”
Adam tatlı bir kahkaha attı. Gözleri
parlamıştı. “Sanırım bunu iltifat
olarak algılamalıyım… Sorularına
gerçekten cevap istiyor musun?”
“Olabilir! Seni sadece arkadaşça
konuşmak için çağırdığıma
göre?..”
Genç adam dudaklarını büzdü.
Arkasına daha rahat yaslanırken
bacak bacak üstüne attı. O kadar
kendisinden emin ve güçlü
görünüyordu ki, Ebru onun işsiz
güçsüz bir serseri olmasına çok
üzüldü. Galiba elinde olmadan bu
adam için üzülüyordu? Başka ne
olabilirdi? Onunla yatmıştı. Her
dakikasından zevk almıştı. Onunla
gezmişti. Hiç rahatsız olmamıştı.
Onun yanında basit bir kadın
<< 1 ... 10 11 [12] 13 14 ... 19 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
