beni oyuna mı getirdin?”
Ebru gülerek dudaklarını onun
dudaklarında gezdirdi. “Evet…
Kızmadın değil mi? Seni öylesine
seviyorum ki, senin için her şeyi
yapardım. Gözümü bile
kırpmazdım. Kırpmadım da zaten!
Sevdiğimi anladığım gün, bu planı
yaptım. İşte, bu da benim üçüncü
sırrımdı…”
“Bak sen!” Genç adam usul usul
bluzunun düğmelerini çözmüştü.
Meydana çıkan sutyeninin kopçası
şans eseri öndeydi. Onu da tek bir
hareketle açınca dolgun göğüsleri
öne döküldü. Ebru gülümsedi.
Göğüs uçlarını adamın dudaklarına
kaldırdı.
“Bunlara senden başkasının
dokunmasına izin verir miyim
hiç?” dedi keyifle. “Asla…” Sonra
içinden bu sözünü değiştirdi. Bu
göğüslerin yakında başka bir ortağı
daha olacaktı. Genç adam
dudaklarıyla sertleşmiş
pembelikleri emerken, inleyerek
saçlarını okşadı. Bir süre sonra
Selim başını kaldırdı. Gözleri
yanıyordu.
“Bu durumda aslında bir sene sonra
boşanmaya niyetin yoktu, öyle
mi?” diye sordu merakla.
“Elbette… Hem de hiç…”
“Ya ikimiz arasındaki sosyal fark?
Buna çok önem veriyordun?”
“Umurumda bile değil… İstediğim
sensin. Benden iste, şirketi,
ayağımıza bağ olacak her şeyi
satayım, seninle istediğin yere
geleyim. Nereye istersen? Ben
sandığın kadar da hoppa bir kadın
değilim. Seninle hiçbir şeyimiz
olmasa da mutlu olacağımı
biliyorum. O iki gün Çeşme’de
mutluyduk… O basit gündelik
hayatta çok eğlendim… Senin
yanında olmak her şeye değerdi.
Çünkü seni seviyorum… Seni çok
seviyorum… Buna inanıyorsun,
değil mi?”
Selim gülümsedi. Gözleri pırıl
pırıldı. Dudaklarını önce karısının
dudaklarına uzattı. “İnanıyorum…”
diye fısıldadı. “Artık inanıyorum…
Buna inanmak benim için daha
zordu ama şimdi inanıyorum.
Benim gibi birisini hiç
sevemeyeceğini düşünüp
üzülüyordum…”
“Aptallığımdan… Daha iyi
düşünseydim o gün seni İzmir’de
asla bırakmazdım. Beni terk
etmene asla izin vermezdim.
Peşinden gelirdim. Evime geldiğin
gece de çok aptaldım. Seni
sevdiğimi bir türlü kendime itiraf
edemiyordum. Ama seni

<< 1 ... 16 17 [18] 19 20 >>