onrakı
FMArsal
18. BÖLÜM
FİNAL
Ebru’nun şirketteki eski
odasındaydılar. Şimdi burada Selim
oturuyordu. Genç kadın elindeki
küçük fotoğraf albümünü
incelerken, kolundan çekiştiren
küçük kıza baktı.
“Ne oldu yavrum?”
“Anne! Bu babam mı?”
“Baban ölmüş gibi konuşma Dilara!
O tabii!”
“Ama ona hiç benzemiyor? Benim
babam daha güzel!” Düğün
fotoğraflarında gördüğü babasının
ciddi kıyafeti ve düzenli taranmış
kısa saçları ile şimdiki rahat
giyimli, uzunca dalgalı saçlı babası
arasında hiçbir ilgi göremiyor
gibiydi.
Ebru kıkırdadı. İç çekerek geriye
yaslandı. Kolunu kızının küçük
omzuna atmıştı. Dalgalı siyah saçlı
kız, yeni yaşına henüz girmişti. Beş
yaşında bir çocuk için çok zekiydi.
İri gri gözleri ile babası kadar da
çekiciydi. Babasının tüm güzel
yanlarını alan bu kız çocuğunun
Allahtan erkeksi bir güzelliği
yoktu. Küçük sevimli dudakları
annesininkiler gibi dolgun ve
kendiliğinden kırmızıydı. “Babalar
güzel olmaz! Onlar yakışıklı ve
güçlü olurlar. Bizi her türlü
tehlikeden korurlar...” dedi kızına.
“Ama benim babam güzel... Geçen
gün anaokulunda arkadaşım
Betül’ün annesi, Ayşen’in annesine
derken, Fatma duymuş. Babam çok
güzel bir adammış. Fatma ile
Ayşen iyi arkadaşlar ama Betül ile
anlaşamıyorlar. Ben de Ayşen’i
seviyorum. Betül’ü de seviyorum
ama Fatma geçen gün benim
saçımı çekti.”
Ebru bu garip karmaşayla
ilgilenmiyordu. Gözleri parlamıştı.
Altı yıllık evlilikten sonra bile
kocasını ölesiye kıskanıyordu.
“Bırak şimdi bunları! Demek
arkadaşlarının anneleri babanı
güzel bulmuşlar ha?”
“Evet! Birisi demiş ki, eğer babam
bekâr bir jigolo olsaymış ona tüm
parasını verirmiş. Anne, jigolo ne
demek? Bankacı gibi mi? Niye
para veriyor babama?”
Ebru bir kahkaha attı. Sonra kızını
kendisine çekip mis kokulu saçının
kıyısından alnını öptü. “Bu güzel
bir kelime değil. Babamız yakışıklı
diye bazı kadınlar onu fazla
beğeniyor olabilirler. Ne yapalım...
Bununla idare edeceğiz. Kalkıp
kadınların saçını yolacak
elaaaa,Twk
Plan heqiqet kusursuz idi))))'ellerinize sagliq,yeni hekayenizi gözleyirik.
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
