kendilerinindi.
“Anne?”
Dalgınlığından zorlukla kurtuldu.
“Efendim kızım?” Çocuk hâlâ
merakla kendisine bakıyordu.
“Babam seni seviyor diye mi
kıskanıyor dedim?”
“Seviyor sanırım!” dedi biraz alçak
gönüllükle.
“O zaman ben de bir jigoloyla
evleneceğim. Aynı babam gibi
olacak. Beni sevecek...”
Ebru yine kıkırdadı. “Bu durumda
iyi bir plan yapman lazım!
Kusursuz olmalı... Öyle üstün
erkekleri elde etmek zordur.
Gerçek amacını kimse
anlamamalı... Amacına erişebilmek
için paranı, güzelliğini ve zekânı
ortaya koymalısın. Güzel bir
vücudun varsa, o da işe yarar
tabii... O zaman ortaya harika bir
plan çıkar ki buna hiçbir erkek
dayanamaz...”
“Nasıl anlayacağım onu
bulduğumu?” diye sordu kız
çocuğu saf bir merakla. Bunun
üzerine Ebru bir an ciddi bir
şekilde düşündü.
“Anlarsın... Önce ondan korktuğunu
zannedersin. Aslında korkun âşık
olmaktan dolayıdır. Sonra biraz
tehlikeli bulursun. Çünkü içten içe
sana sahip olacağını ve ondan
başkasına bakamayacağını anlarsın.
Kalbin onu görünce pır pır eder.
İçine onu yerleştirmeye başlarsın
çünkü, gittikçe genişler...”
“Kötü bir şey gibi?..” dedi kız
biraz ürkerek.
“Öyle sanırım... Altı yıldır ben hâlâ
aynı şeyleri hissediyorum...
İyileşmeyen bir yara gibi... Ama
çok tatlı...”
“Başka? Sevdiğimi başka nasıl
anlarım?”
Ebru onun iri gözlerindeki merak
üzerine güldü. “Bundan sonrasını
sen biraz daha büyüyünce konuşsak
nasıl olur? Genç bir kız olunca!..
Belki anlatmama bile gerek
kalmaz. Sen kendin hissedersin.”
Kapı açılınca ikisi birden başını
çevirdi.
Ebru istemeden iç çekti. Selim
içeriye üstü başı terli bir şekilde
girmişti. Basketbol idmanından
geliyordu. Kol kasları ile geniş
omuzları, şirketin mavi forması
altında pırıl pırıl parlıyordu. O
gerçekten de gösterişli bir hayvan
gibiydi. Bir erkek hiç mi
değişmezdi? Bir erkek karısına bu
kadar mı seksi gelirdi? Terli
saçlarında hâlâ bir tek beyaz tel
yoktu.
“Maç bitti mi?” diye sordu
kocasına.
Genç adam elindeki

<< 1 2 [3] 4 5 6 >>