havluyla
yüzündeki terleri tekrar kurularken
gülerek yanlarına yanaştı. “Bitti!”
dedikten sonra önce küçük kızının
dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Ardından da güzel annesine! “Siz
niye gelmediniz?”
“Heyecandan orada doğurmak
istemedim doğrusu!” dedi Ebru
onun gözlerine aşkla bakarak. “Bu
arada kızımızın erkekler konusunda
çok ciddi soruları vardı. Referans
sen olunca koca seçmesi zor olacak
gibi!”
Genç adam kızının saçlarını
karıştırdı. “O ne yapacağını bilir.
Annesinin kızıysa, vay karşılaştığı
erkeğe!”
“Bak sen? Yirmi dört saatte beni
nasıl çılgın bir kadına çevirdiğini
ona anlatmadım daha! Biraz
büyüsün diye bekliyorum! Senin
gibi erkeklerden nasıl korunacağını
bilsin istiyorum!”
Genç adam eğilip karısını yine
öptü. “Benim gibi erkekler sizin
gibi kadınların ağzının suyunu
akıtıyor karıcığım...”
“Ha! Öyle dedin de aklıma geldi.
Bundan böyle Dilara’yı okuldan
şoför alsın! Ben doğum yapıncaya
kadar... Tamam mı?”
“İyi...” dedi genç adam doğal bir
tavırla. “Bu nereden çıktı şimdi?”
“Hiç... Basit bir strateji planı
sadece! Takım nasıl?”
“Böyle gidersek İzmir’de şampiyon
oluruz.”
“Güzel... Hadi duşunu al da çıkalım.
Bu arada, az önce Merve aradı...”
“Hangi Merve?” Genç adam özel
banyoya doğru giderken durakladı.
“Doğum doktoru Merve Hanım
değil. Korkma... Arkadaşın
Yavuz’ın karısı...”
Selim pis bir sırıtışla ona baktı. “Şu
bizim garson Merve mi? Bana ve
kocasına kızdığı için tuzlu kahve
içiren, senin vücuduna hayran
kaldığın Merve?”
“Aynen... Ama artık o bir İngilizce
öğretmeni! Kıza hâlâ garson deyip
durursan, sen daha çok tuzlu kahve
içersin!”
“Biraz cadı ama, değil mi?”
“Yavuz memnun, bize ne? Yarınki
basket karşılaşmanız iptalmiş.
Cuma gününe ertelemişler. Merve
de yarın oğlunun yaş gününü
yapacakmış. Bizi de bekliyorlar.
Galiba epey curcunalı bir yaş günü
olacak... Gideriz değil mi?”
Selim başını salladı. “Evet...” Sonra
ıslık çalarak banyoya doğru
yürüyüp gözden kayboldu. Ebru da
onun arkasından

<< 1 2 3 [4] 5 6 >>