emiyor.
Çok zengin her halde!? Kolunda
Rolex saat var.”
Çocuğun adama çekinmeyle
birlikte saygı duyduğu, kişiliğinden
etkilendiği belliydi. Oysaki kendisi
ömrü boyunca bu tip adamları
çokça görmüştü. Parasının
varlığıyla kendisini bir şey sanan,
kibirli tiplerdi.
“Saatini senin burnuna soktuğu
belli! Hem madem zengin niye
buraya gelmiş ki?” diye sordu. “Bir
kaç kilometre ilerde beş yıldızlı bir
otel var?”
“Gece boyunca araba sürmüş.
Sanırım yorulmuş.”
“İyi, paraya ihtiyacımız var. Süiti
verseydin?” dedi genç kız o an
sevinerek. Siniri biraz geçmişti.
“Verdim!” dedi çocuk. “Birkaç gün
kalacakmış. Ayrıca bir grup daha,
gece siz gittikten sonra geldi. Hoş
insanlar. Galiba on gün
kalacaklarmış. Tam altı kişiler.”
Kız başını keyifle salladı. Siniri
tamamen gitmişti.
“Haberim var” Elindekileri çocuğa
uzattı. “Bunları alttaki buzhaneye
götür. Taze balık aldım. Gece
terasta isteyene pişirirsiniz. Meyve
sebze geldi mi?”
“Hayır... Gelir birazdan!”
“Ara” diye emretti kız.
“Gecikmesinler!” Dönüp asansöre
yürüdü. Dört katlı motel aslında
sadece 32 odaya sahipti. Ama iyi
günlerinde bile tam doldurmak zor
oluyordu. Her şey dahil sistemi
kendileri gibi küçük motelleri
vurmuştu. Turistler genellikle her
öğün bedava yemek
yiyebilecekleri büyük otelleri
tercih ediyorlardı. Kendi otelleri
ise yarım pansiyondu. Sadece
sabah kahvaltısı bedava idi. Ama
gecelik fiyatları uygundu. Ayrıca
yemek isteyen istediği yemeği
burada, terasta pişirtebilirdi. Bu
yüzden çoğu zaman gelen
müşteriler, orta halli, bazıları da bu
tarzı seven eski müşterileri
oluyordu.
Terasa çıktı. Çevresi camla çevrili
olduğundan ve klimalar sürekli
çalıştığından dolayı içerisi serindi.
Akşamları camların tamamı
katlanıp açılabiliyor ve gecenin
rüzgârı içeriye girdiğinde, oturması
pek keyifli oluyordu.
Servis masasına baktı. Cam servis
tabaklarının içinde peynirinden
salama kadar her şey düzgünce
yerleştirilmiş, üzerleri cam
kapaklarla kapatılmış,

<< 1 [2] 3 4 ... 7 >>