sandalyelerden
birini çekip oturmuştu. Önce
etrafına bakınarak ortamı tanımaya
çalışmıştı ama gözleri kolayca kıza
kayıvermişti. Arkası dönük işiyle
ilgileniyordu.
Sarı saçlarının boya olup olmadığını
düşünmüştü. Atkuyruğu yapmıştı.
Neredeyse beline geliyordu. Askılı
bluzundan çıplak omuzlarını aşıp,
nefis kıvrımlı sırt kavisine kadar
iniyordu. Kısa dar şortunun
ardından kalçalarının güzelliği ve
pürüzsüz hafif yanık bacakları,
aniden midesinin burkulmasına
sebep olmuştu. Uzun zamandır bir
kadın için böyle bir arzu
duyduğunu hatırlamıyordu. Bu ani
arzunun sebebini anlamaya da
çalışmamış, sadece seyretmişti.
Muhteşem bir eseri seyreder gibi
seyretmişti. Bu kadar küçük bir
kızın bu kadar alımlı olmasının,
diğer kadınlar için bir haksızlık
olduğunu düşünmüştü.
Kızı seyrederken, onun rahatsız
olduğunu hissetmişti. Çünkü
kaçamak bir bakış daha atmış ve
hızla başını çevirmişti. Ama bu
esnada güzel yüzü ve sivri çenesini
daha net görmüştü. Yerinden
kalkmış ve kahvaltı alma bahanesi
ile onu rahatlatmak istemişti.
Kendisini sapık falan sanmasını da
istemezdi. Arkasından yavaşça
sokulduğunda, amacı onu
korkutmak değildi. Kız kendisini
hissedince yavaşça dönmüştü ama
belli ki arkasında durduğu için
korkmuştu. Korktuğunu
düşünmüştü çünkü kocaman
gözleri daha da açılmıştı.
Bal rengi gözlerinin derinliğinde
kaybolmuştu adam. O kadar berrak
ve parlaktı ki, beyaz aklarının
içinde ışıl ışıldı. Yüzünde bir damla
bile makyaj yoktu ama kıskanılacak
kadar güzeldi. Hafif yanık cildi
mükemmeldi.
“Yardım edebilir miyim?” diye
sorduğunda kendisini toparlamıştı.
Rakibinin bu çocuk olduğuna
inanamıyordu. Keşke yaşı bu kadar
küçük olmasaydı...
Kısa konuşmaları esnasında elinde
olmadan, çıplak boynunu ve
omuzlarını, çıldırtıcı bir şekilde
bluzunun içinde dimdik duran
göğüslerini izlemişti. Bu göğüsler
normalden hızlı inip çıkıyordu.
Gerçekten korkuttuğunu
düşünmüştü. Bir an için uzanıp
kollarına alıp korkusunu geçirmek
istemişti.
Davamini ne vaxt yazacaqsiz?
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
