o
kadar...
“Az önce mobilyacı aradı...” dedi
genç adam sıkıntılı bir sesle. Yüzü
asıktı şimdi.
“Neden?”
“Senetler için!”
“Niye ki? Biz düzgün olarak
senetlerimizi ödüyoruz?” Sıkıntısı
yüzüne vurmuştu. Güzel yüzü
asılmıştı.
“Sorun o değil zaten. Birisi gelip
bizim bütün senetlerimizi ödeyip
kendisi almış...”
“Nasıl yani?” diye sorarken hayret
içindeydi. “Neden vermiş ki bizim
senetlerimizi? Alan ne
yapacakmış?”
“Efendice kendisini tehdit ettiğini
söylüyor. Sözde bizim iyiliğimiz
için almış alan kişi. Tamamını da
nakit verince bence gözü
dönmüştür. Niye vermesin ki?.. Az
para değil!”
“Peki, ama neden? Kim alır ki?
Bize kim iyilik yapmak ister ki?
Dünyanın parası! Kimse bir anda o
kadar parayı çıkaramaz.” Şüpheyle
durdu. “Nasıl biriymiş?”
“Kısa boylu, şişman birisi, diyor.”
Rahatladı sebepsizce... Niye
rahatladığına hiç bir anlam
veremedi. Sonuç değişmemişti.
Şimdi düşünüyordu.
“Biri bize zarar vermek mi istiyor,
yoksa?..” diye aklına bir soru geldi.
Bunu sözlü olarak da genç adam
sormuştu.
“Yakında anlarız.”diye mırıldandı
Kemal. “Ama şu anda mobilyacıya
hiç borcumuz yok.” Azıcık
gülümsemeye çalıştı. “Bu yönden
bakınca iyi bir şey... Belki zengin
bir akraban vardır?”
“Buradaki tek akrabamız sensin!”
dedi Belen gülmeden. Ciddi bal
rengi gözleri düşünceliydi. “Sana
da o kadar maaş vermiyoruz. Tarif
ettiğin gibi bir akrabamız olduğunu
sanmıyorum.”
“Ben de öyle!” diye mırıldandı
Kemal.
Genç kız akşama kadar geri kalan
işlerle ilgilendi. Birkaç saatini de
evde annesi ile geçirdi. Ona bir şey
söylemedi. Beraber gülüşerek
güzel bir öğleden sonra geçirdiler.
Annesinin arkadaşları da gelmişti.
Sonra izin isteyerek motele geri
döndü. Akşam yemeği için
hazırlıkları kontrol edecekti. Gerçi
Kemal ilgileniyordu ama kendisi de
orada olmayı seviyordu. Kemal’in
varlığının kendisine verdiği
rahatlatıcı etkiyi inkâr edemezdi. O
hem çalışkan hem de becerikli
birisiydi. Üstelik de dürüsttü.
Motelin işleriyle kendi
<< 1 ... 11 12 [13] 14 15 ... 24 >>
Davamini ne vaxt yazacaqsiz?
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
