Yapsa ne olurdu acaba?
Kızın vereceği tepkiyi merak
etmişti. Saçmaladığını düşünmüştü
sonra. Bir kızın bir dakika bile
görmediği bir erkeğin kollarına
atılacağını sanmak ahmaklıktı. Ama
şu gerçekti ki kendisi bir dakika
bile görmediği bu kızı, kollarında
sıkıca sarıp, delicesine öpmek
istiyordu.
Kahvaltısını alıp masaya
döndüğünde yüzü asıktı.
Terslenmek kendisini rahatsız
etmemişti. Kendisini rahatsız eden
şey, avukatın yalan söylemediğini
görmek olmuştu.
Çayı getiren Emine Hanım da bu
adamı ilk kez görüyordu. Motele
yeni geldiğini anlamıştı. Masaya
fincanı bırakacakken adam aniden
başını kaldırdı. Kavurucu kara
gözlerindeki ateş yüzünden eli
ayağı karıştı. Neredeyse fincan
elinden kayıyordu. Bir iki damla
tabağa taşmıştı. Dengesini bulunca
“Affedersiniz” dedi. “Kusura
bakmayın.”
Fincan tabağını masaya bırakıp
telaşla akan çayı sildi. Kızın
‘sersem adam’ tanımlaması ile
hareket edip de bu adamla
karşılaşınca şok olmuştu. Onun
sersem adam tanımlaması içinde,
iri, göbekli, bön bön bakan kel
tipler vardı. Belen’in zevkinden
şüphe etti ilk kez...
Adam bir kadına, bir de mutfak
tarafına baktı. Sonra onun özrüne
karşılık olarak kısaca “Önemli
değil” derken Emine Hanım hemen
kendisini affettirmek için atıldı.
“Başka çay isterseniz seslenin.
Adım Emine. Hoş geldiniz bu
arada. Aşçınız benim. Akşam
yemeklerini burada yiyebilirsiniz.
Bu akşam balık çeşitleri var.”
“Olabilir tabii.” Kadına nazikçe
gülümsedi. Ama gözleri yeniden
mutfağa kaydı.
Emine Hanım mutfağa döndüğünde
yüzünde garip bir gülüş vardı.
Yanakları al aldı. Bir abla edası ile
patronu olan kızın omzunu dürttü.
“İçeridekini gördün mü Belen.
Aman Allah’ım! O ne yakışıklı
adam öyle. Gördün değil mi?”
“Herhalde yani” diye homurdandı
kız. “Ben söyledim sana ona çay
götürmeni! Bence o kadar da
yakışıklı değil.” diye yalan attı.
“Sen kör müsün kızım... Önceden
uyarabilirdin beni. Bir de sersem
dedin onun için? Az kalsın çayı
üzerine döküyordum.”
Davamini ne vaxt yazacaqsiz?
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
