istese
birçok erkeği etkileyebilirdi.
Kocasının, yani genç kızın
babasının ölümünden beri içine
kapanık bir hayat yaşamaya
başlamıştı. Motele bile çok fazla
gelip gitmiyor, sadece birkaç
arkadaşıyla görüşüyor, kendi
kendine ev işleri yaratıyordu. En
son onun zoruyla üniversite için
kayıt yaptırmaya Ankara’ya
gittiğinde, bir haftalığına motel ile
ilgilenmişti.
Sevgili babasını düşündü. Yakışıklı,
uzunca boylu, keyifli, hayat dolu
ama biraz sorumsuz babası... Hayatı
her zaman hafife almıştı. Geçen
sene bir trafik kazasına kadar
hepsinin çok mutlu bir hayatları
vardı. Ama bir yığın borçla giden
babası, acıdan başka baş edilmesi
gereken ağır sorumluluklar da
bırakmıştı.
Moteli satın almak isteyen şirketi
düşündü. Acaba satmak iyi olmaz
mıydı? Adamlar borçlarıyla birlikte
her şeyi devralıp, üzerine de çok
iyi para veriyorlardı. Buraya çok
daha büyük bir otel yapıp, aslında
bölge halkına da katkıda
bulunacaklardı. Ama bu motel,
küçük kardeşi için bir gelecek,
annesi için anılarla dolu bir yerdi.
Kendisi için de çocukluğunun
geçtiği kocaman bir yuvaydı.
Satmak her şeyi mahvetmek
olacaktı.
Yavaşça geldiğinin farkında
olmayan annesine yanaştı. Arkadan
onun incecik beline sarılıp başını
mis kokulu saçlarına gömdü. Oh,
ne tatlı bir kadındı bu!
“Della Hanım bugün nasıllar
bakalım?” diye sordu keyifle.
Şimdi burada olmak, annesinin
güvenli varlığını hissetmek,
içindeki huzursuzluğu biraz
azaltmıştı.
“Beni korkuttun...” diyerek güldü
kadın. Şivesi biraz farklıydı. Aslında
o bir Alman’dı ve Türkiye’de
geçirdiği yirmi yılın ardından yine
de kusursuz konuşamıyordu. Bir
tatil için geldiği Türkiye’nin bu
kesiminde babası ile tanışmış ve
evlenerek burada kalmıştı. Ama
kendi ülkesine de her sene
mutlaka gider ve ailesini ziyaret
ederdi. Çoğu kere Belen de gider,
dedesini ve anneannesini görürdü.
Bazen de dayısını... O daha uzak bir
şehirde otururdu. Aslında dedesini
ve anneannesini her zaman
Türkiye’ye davet davet
<< 1 ... 6 7 [8] 9 10 ... 24 >>
Davamini ne vaxt yazacaqsiz?
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
