kollarına atlayacak birisi
miyim? Beni hiç tanımadın mı
Emine Abla?”
“Seni çok iyi tanıyorum. Bu yüzden
öyle diyorum. Bu güne kadar
birisine baktığını görmedim. Ama
bu adamın lafının her geçişinde
ürperdiğini de hissediyorum”
“Çünkü beni korkutuyor.”
“Niye?”
“Onun yanında kendimi rahat
hissetmiyorum. Her an beni alıp
kaçıracakmış gibi geliyor. Bakışları
beni ürkütüyor. Kedinin önündeki
ciğer gibiyim. Sürekli gözleri
üzerimde, kendimi çıplak gibi
hissediyorum. Bir kaç kere çığlık
atacak kadar sabrımı zorladı
ama...” durdu. Sesi yumuşarken,
dudaklarını tatlı bir gülümseme
kıvırdı. “Aslında... dün gece çok
tatlıydı. Hiç kaba davranmadı.
Benim ona beğendiğim her şeyi
itirazsız aldı. Nazikti. İlgiliydi. Buna
rağmen her an bakışları değişip
beni kıracakmış gibi geliyor.
Birisine yumruk atacakmış gibi
etrafını seyretmesi de onun suçu
değil. Biliyorum. Görünüşü öyle
ama... Çok tatlı... Korkuyorum
işte...”
Kadının anlayışla bakan yüzüne
güzel gözlerini dikti.
Konuşmasındaki tezatlar bilmediği
duygulara sahip olduğunu
gösteriyordu. Kirpikleri, titreyen
gözlerini örtemiyordu artık.
“Beni alıp gitmesini istiyorum.
Yanımda olması beni
heyecanlandırıyor. Kalbim deli gibi
çarpıyor. Bana kazara
dokunduğunda bile, her yerim
çıldırıyor. Bu normal mi?” Kendi
sorusuna çocukça kendisi cevap
verdi. “Elbette normal değil. Ben
ne yapacağımı bilmiyorum. İnan
bana çok korkuyorum...” Yaptığı
çocukça itiraf yüzünden yanakları
al al olmuştu.
Hayret! Emine Hanım hiç
konuşmadan, öylece kendisini
süzüyordu. Sonra sevgiyle kıza
sarıldı. Sarı saçlarını okşadı.
Küçüklüğünden beri yapardı bunu!
Ne zaman çaresiz kalsa, kızı
kollarına alır, annesi gibi bağrına
basardı. Annesinin bile bilmediği
birçok sırrını hep kendisiyle
paylaşmıştı.
“Peki! Üzülme!” dedi kadın.
“Oluruna bırak! Bırak, her şey
kendi yolunu bulur.”
Genç kız Kemal’in yanına geri
döndüğünde adamın meraklı
bakışları üzerine açıklama gereği
duydu. “Geciktim ama çay
<< 1 ... 14 15 [16] 17 18 ... 21 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
