anda
çığlık çığlığa bağırmak, elindeki
her şeyi adama fırlatmak istedi.
Fakat o kadar tatlı gülümsemişti ki,
Della bile içinin yumuşadığını
hissetti. Kadın merak ve şüpheyle
bir kızına, bir de adama bakıyordu.
“Yoksa annene daha sürprizi
söylemedin mi? Hazırlanmadığın
ıza göre söylememişsin.”
Kadına döndü. Bu kadar erkeksi
olmasa...
“Dün Belen ‘Keşke annemle
kardeşim de bizimle olsaydı?’ dedi
bana. Biliyorsunuz, dün gece
Alanya’ya gittik? Kendisi bana çok
yardımcı oldu. Harika bir kızınız
var ama aklı hep sizdeydi.”
Tamamen yalan olan sözler
üzerine Belen, yutkundu.
“Ben de bu gece için sizi de
gezdirmeyi teklif ettim. Gidip bir
yerde tatlı, dondurma falan yeriz
dedim. O da sizin için çok sevindi...
Çok sıkıldığınızdan bahsetti...”
“Anne, ne olur gidelim?” diye
atladı küçük oğlan. “Çok güzel
arabası var.”
“Çok naziksiniz...” dedi kadın.
Adamın bakışları karşısında hafif
yumuşamıştı. Belen zaten bu sert
görünüşlü adamın karşısında
yumuşamayacak kadın
tanımıyordu. Kendisini bile
etkilediğine göre! Hâlbuki bu tipe
bakan kadınların hepsinin eteklerini
kaldırarak çılgınca kuzey kutbuna
kaçmaları gerekirdi.
“Eyvah!” diye içinden geçirdi genç
kız. “Bütün ailem elden gidiyor...”
“Buyurun, oturun.” dedi annesi
kibarca. Mutfakta her zaman
babasının oturduğu rahat koltuğu
gösterdi. O koltuğa daha evvel
başka bir erkek oturmamıştı! “Biz
de kahve içecektik. Belen size de
yapsın.”
“Olur.”
Bu kadar yüzsüzlük de pesti
doğrusu! Uzun bacaklarını rahatça
açıp, sırtını koltuğa yasladı. Yüzü
ise çok kendinden emindi. Kıza
alaycı bir bakış atıp mutfağı açıkça
süzdü.
“Çok güzel bir eviniz varmış.
Ayrıca kızınızın güzelliğini de
nereden aldığını anladım. Az bile
almış bence!”
Koca kadın uzun zamandır ilk kez
kızardı. Ağzında bir şey geveleyip
kızının yanına geldi. Kahve
yapmakla uğraşan kızı belinden
çimdikledi. Neredeyse etini
koparacaktı.
“O kadar da yakışıklı değil...
Öylesine basit biri, demek?..”
diyerek Almanca
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
