içeriye
girmişti bile. Belen içeriye
girmeden önce adamın durgun
yüzünü süzdü. “Benim ihtiyacım
yok ama...” derken adam tatlı bir
sertlikle kaşlarını çattı.
“Annenin yanında ol.”diye emretti.
“Ben de gideceğim için senin
koridorda tek başına olman doğru
olmaz.” Tuvalet koridoru
tarafından gelen sesler duyunca
adeta iteledi. “Ne de olsa it var,
kopuk var. Genç kızsın. Rujunu da
tazele...”
“Ama ben ruj sürmedim ki...” diye
mızıldandı. Fakat adam haklıydı.
Saçına başına baksa iyi olur diye
düşündü. İsteksizce içeriye girdi.
Bora küçük oğlana döndü.
“Sen de kapıya çık, arabamızı
getirmelerini söyle. Sağ gözde
sana göre bir şey var. Akşamüstü
sana aldım. Bak bakalım beğenecek
misin?” dedi yumuşakça.
Çocuğun gözleri parladı. Sevinçle
lüks kafeteryanın girişine koştu.
Koşarken üç adamın yanından
geçti, hatta birine çarptı ama
farkına bile varmadı. Üç adam uzun
koridoru geçip doğruca erkekler
tuvaletine girdi.
Bora içeride aynaya eğilmiş, alnına
dökülen gür saçlarının uçlarıyla
oynuyordu. Adamlar içeriye
girince, aynadan keyifli bir tavırla
onları süzdü.
“Garsona bizi burada beklediğini
söylemişsin hemşerim.” dedi iri
olanı kabaca. Dertleri açıktı. “Kime
bakıp bakmayacağımızı sana mı
soracağız lan?..”
Bora doğrulup döndü. Uzun iri
bedeni şimdi tehlikeli bir şekilde
gerilmişti. Her üç adam da
yüzlerinde açık bir irkilmeyle kala
kaldılar. Esmer yabancı yakından
daha da uzun ve cüsseli duruyordu.
Yaylı kapı arkalarından kapanınca
üçü de sıçradı. Başlarını yeniden
adama çevirdiklerinde, Bora çoktan
yanlarına yanaşmıştı bile...
Yan tarafta, Belen ensesindeki
birkaç çıkıntı saç telini, topuzuna
geri sokmaya çalışıyordu. Oysa bu
lülelerin yayıldığı ince boynunu,
Bora bütün gece öpmek istemişti.
Tabii ki genç kız bunu da fark
etmişti. Adamın yaydığı arzulu
elektrik yüzünden, başka hiçbir
bakışın farkına varamamıştı. Ta ki
o üç adama kadar. ‘Terbiyesizler!’
diye düşündü. Böyle elit bir ortama
böyle insanları

<< 1 ... 12 13 [14] 15 16 ... 19 >>