bilmiyordu
ama dün gece arabada hissettikleri
gibiyse, olağan üstü duygular
olduğunu kabul etmeliydi. Sinir
olduğu bu adamın aynı zamanda
başka zarif kolların arasında uykuya
daldığını hayal etmek bile boğazına
doğru bir sıkıntının yükselmesine
sebep oluyordu. Başını camdan
dışarıya çevirip ışıklandırılmış
anayol boyunca devam eden denizi
görmeye çalıştı.
Soracak başka şey var mı
gibilerden, adam aynaya çevirdi
gözlerini yeniden. Della hızla
düşünüyordu. Daha soracağı şeyler
vardı tabii.
“Okudunuz mu?”
Adam gözleri yanarak başını
salladı. “İngiltere’de okudum. Yatılı
okulda. İngilizce öğrenmek için de
fırsat oldu.”
“Ailenizin durumu da iyiydi yani?
“Fena değil. Babam çalışkan bir
adamdır.”
“Sonra ne yaptınız?”
Adam can alıcı noktayı koydu.
Artık Almanca konuşuyordu...
“Sizin ülkenize gittim. Almanya’da
yüksek lisans yaparken, bir şirkette
de üç sene çalıştım. Berlin’de...”
Hem Belen, hem de Della şok
olmuştu. Kız hayretle adama
çevirdi başını... Eyvah!.. Eyvah ki
eyvah! Mutfaktaki konuşmaları?..
Acaba duymuş muydu? Belli ki
annesi de aynı şeyi düşünüyordu...
Beren yarım Almanca’sı ile atladı
hemen....
“Aa... Almanca da biliyorsun?
Bugün plajdaki kızların
konuşmalarını da duydun mu?
Alman kızlar senin...” Belen
dişlerini sıkarak erkek kardeşine
ters bir bakış atınca oğlan
yutkunarak sustu. Sonra
dayanamadı. “Ama kızlar onun
hakkında...”
“Sen duymuşsan, Bora Bey de
duymuştur...” dedi tersçe Belen.
“Eminim kızları nasıl etkilediğini
anlamıştır! Almanca da bildiğine
göre?.. Bizi ilgilendirmez.”
Adamın bu kadar sırlı olması canını
sıkıyordu. Bakalım daha altından
neler çıkacaktı?..
“Başka hangi dilleri biliyorsunuz?”
diye alayla sordu. “Bilelim de...
Yanlış yapmayalım...” Artık Türkçe
konuşuyordu.
Adam cevap vermeyince, anladı ki
başka dilleri de konuşabiliyordu.
İnanmazca yüzünü süzdü.
“Gerçekten de başka dil biliyor
musun?
“Dile karşı yatkınlığım var...”
derken omuz silkti adam.
Gençliğinin çoğunda,

<< 1 ... 7 8 [9] 10 11 ... 19 >>