verdi.
Yine de kimseyle konuşmadı.
Kendi evlerinin bahçesine
geldiğinde ise her şeyin hazır
olduğunu gördü. Zafer kazanmış
bir edayla adamın gözlerine baktı.
Tatlı kıvrımlı dudakları
bükülmüştü.
Annesi masayla uğraşıyordu.
Adamın yanından geçerken,
anahtarı belli etmeden onun
şortunun cebine iteledi. Elleri sert
bacaklarına değince yeniden içi
burkuldu. Adamın da irkildiğini
hissetti. Bu nasıl bir şeydi böyle?
Annesi masayı hazırlamıştı bile.
Soran gözlerle kızına bakınca,
Belen yutkundu. Hemen elindeki
salata tabağını aldı. “Anneciğim
benim... Kızma!”diye fısıldadı.
“Motelde kısa bir işim vardı. Hadi
sen otur. Gerisini ben yaparım.”
Pratik bir şekilde son
düzenlemeleri yaptı. Evde
televizyon seyreden kardeşini de
çağırdı. Genç adamın pişen balıkları
servis tabaklarına bırakmasına
yardım etti. Omuzlarının, kollarının
ve ellerinin ister istemez
birbirlerine temasına engel
olamıyordu. Her seferinde
kendisini çekiyor, ona
dokunmamak için yoğun bir çaba
harcıyordu.
Bora da kızın kendisiyle temas
etmemek için çaba harcadığının
farkındaydı. Aslında bugün olan şey
olağanüstü güzeldi. Hiçbir kadınla
böylesine bir tecrübe yaşamamıştı.
Vücudunu özlemle öpüp okşadığı
bu muhteşem yaratığı şu anda bile
kollarına alıp sevmek, saçlarını
koklamak istiyordu. Kendisine
kızgın olduğu belli olan şu kırmızı
dudakları yeniden öpmek için
içinde çılgınca bir arzu duyuyordu.
Ona her bakışında erkek olduğunu
ve erkekçe dürtülerinin içinde
yeniden yükseldiğini fark
edebiliyordu.
Belen’i uzun süre yatakta çıplakken
seyretmiş, elle çizilmiş gibi duran
harikulade bedenini hafızasına
kazımıştı. Bu ilişkiden sonra artık
ona olan arzularının azalacağını
ummuştu. Onun bedenine olan
ihtiyacının sıfırlanacağını
düşündüğü o dakikalarda yeniden
kızı arzulamaya başlayınca, tüm
gücünü kullanarak kalkmış ve
üzerini örterek banyoya gitmişti.
Her dakika, geri dönüp kızın
yanına uzanmamak için de korkunç
bir çaba harcamıştı.
Şimdi şurada,

<< 1 ... 6 7 [8] 9 10 ... 18 >>