boşaldın?..
Sen korunmadın, değil mi?”
“Buna fark etmişsindir sanırım?”
diye alay etti adam.
“Ben de...” durdu. Hesap yapmaya
çalıştı. Sonra yavaşça arkasına
yaslanıp boş boş tabağına baktı.
Yiyecek hali kalmamıştı. “Ben
hamile kalabilir miyim?” diye
fısıldadı. Diliyle kuruyan
dudaklarını yaladı. Bu ne biçim bir
hayat olmuştu böyle? Hayatı sanki
sürprizlerle dolu bir roman
olmuştu! Kim yazıyordu bu saçma
romanı böyle?
Tam yerinden kalkacaktı ki, adam
yumuşak bir hareketle elini
yakaladı. “Otur... Nereye
gidiyorsun?”
“Gidip internetten bakacağım. Nasıl
oluyor!”
“Bakarsın!” dedi adam kadife
sesiyle. “Ama boşuna
telaşlanıyorsun. Ortada fol yok,
yumurta yok. Otur, önce kahvaltını
et. Sonra birlikte bakarız.”
Belen hayretle ve kızgınlıkla
adama eğdi başını... Sinirinden
çığlık atmak istiyordu. Bu adam
geldiğinden beri çığlık atmak en
büyük ihtiyacı olmuştu. Ne var ki
bu mümkün değildi. “Bora! Bora!
Anlamıyor musun?” diye fısıldadı.
Konuşmalarını kimse duysun
istemiyordu. “Hamile kalamam...
olamaz! Daha on dokuz bile
değilim... Daha çok küçüğüm... İyi,
seviştik, sorun yok ama bebek?..
Bunu nasıl kaldırırım? Allah’ım!
Hele senden!”
“Ne varmış ki bende?” Adamın
yüzü değişmiş, gözleri kısılmış ve
sesi biraz soğumuştu.
Belen onu kırdığını anlayınca
yutkundu. Biraz ağır olmuştu
galiba. Toparlamaya çalıştı.
“Gideceksin...” diye mırıldandı.
“Evet! Ama görüşmeye devam
edeceğiz.”
“Nasıl, hangi isimle? Evlenir misin
ki benimle? Evlenmezsin! Müzmin
bekâr Boran Karadağ! Seninle ilgili
her şey internette yazıyor. Bir süre
sonra beni de bırakacaksın.”
Adam sustu. Kara gözlerindeki
soğukluk devam ediyordu. Genç
kız bakışlarını kaçırdı. “Evlenmek
mi istiyorsun?” diye donukça sordu
adam. Belen onun evlilikten
korktuğunu, bu durumda tuzağa
düşürülmüş gibi hissedeceğini
düşündü. Aslında dünyada en fazla
istediği şeyin, adamın yanında
olmak, eşi olmak, sevgilisi ve karısı
olmak, çocuklarının annesi olmak
olduğunu
<< 1 ... 12 13 [14] 15 16 ... 18 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
