dedi
Beren sertçe. Ama parmaklarını
kıpırdatıp, bir an için saçlarını
istemsizce okşamaktan da kendini
alamadı. Dün adamla sevişirken, iki
eli bu siyah saçların her santimini
karıştırmıştı. Tırnaklarını nasıl
omzuna geçirdiğini hatırlamak bile
istemiyordu. Ve şimdi o tırnak
izlerini boynunun kıyısında
görebiliyordu. Sabah banyo
yaparken genç adam aynaya bakıp
çok eğlenmiş olmalıydı. Vahşi
kedinin tırnaklarını da çıkartmasını
sağlayıp vahşiliğini tescillemişti.
Bora onun öfkesine hiç
aldırmıyordu. Hafifçe gülerek elini
kızın göğüslerinin profilinde
gezdirdi. Öylesine rahat, öylesine
sahipleniciydi ki! “Öyle mi
dersin?” diye sordu yaptığı işe tüm
dikkatini vermiş gibi bakarken.
“Kesinlikle...” Yine de onun kendi
göğsünü ellemesine engel olmadı.
En azından biraz oyalamış, dikkatini
dağıtmış olurdu. Fakat artık
bluzunun altına sutyen giymeyi
alışkanlık edinse iyi olurdu. Edepsiz
parmaklar, sertleşiveren ucunu
ince kumaşın üzerinden kolayca
buluvermişti.
“Peki, dün yaptığımız neydi?”
“Hataydı...” dedi kız soğukça.
“Olduğu için seni suçlamıyorum.
Güzeldi... Kendini rahat
hissedebilirsin. Nasılsa bir gün... bir
başkasıyla olacaktı... Ama yine de
hataydı.”
“Bu hataları sık yapmadığını
biliyorum ama...” dedi genç adam.
Parmakları bu sefer kızın
dudaklarında gezinmeye başlamıştı.
“Değil mi? Ama isteseydin bana
engel olabilirdin?”
“Olabilirdim...” Kızardı. “Ama ben
o işin nasıl yapıldığını bile
bilmiyordum.”
“Sana her şeyi öğreteceğim...”
diye mırıldandı adam.
Beren dudaklarındaki eli itti. İçinde
bir şeyler kıpırdanmaya başlamıştı.
“Bana hiçbir şey öğretmeyeceksin.
Buradan yakında gideceksin ve
beni de rahat bırakacaksın. Mesela
bu gün gitsen iyi olur? Çok
yakında beş yıldızlı bir otel var.
Gidip orada kal... Sen ve şirketin
bizi rahat bırakın. Beni ve ailemi!
Böylece hepimiz rahat ederiz.”
dedi sakince.
“Benden istediğin şey bu mu?”
“Evet, bu! Ben de yakında
üniversiteme gideceğim ve her
şeyi unutacağım.”
Bora
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
