yavaşça başını sallayınca,
dengesini korumak için adamın
ensesindeki saçları yakaladı. Kalın
boynunu kendisine çekti.
Dudaklarını yavaşça adamın arzulu
dudaklarına dokundurdu. Geriye
çekmeden, kıpırdattı. Acele
etmeden, yavaşça adamın
dudaklarından birini yakaladı ve
hafifçe emdi. Soluğu hızlanmıştı.
Adamın sıcak nefesini genzinde
hissetti. Hiç tiksinmeden ağzını
iyice araladı ve adamın da kendi
dudaklarını hapsetmesine izin
verdi. Göğsü hızla inip kalkıyordu.
Biliyordu ki, yatakta olsalar, adam
kendisini soymaya kalkacak, o da
hiç itiraz etmeyecekti.
Adamın bir eli bluzunun altından
çıplak göğsünü avuçlayınca nefes
almak için başını çekti. Vücudunu
ellemek için hiçbir fırsatı
kaçırmıyordu bu deli!
“Tamam mı?” diye yine de sordu.
“Evet ama...” Ateşli bakışları hâlâ
kendisini öpmeye davet eden
lezzetli dudaklarındaydı. ”...umarım
arkadaşlarını böyle
öpmüyorsundur?”
Kızın arzusuyla alay eden sert
bakışlı gözleri, çok tatlıydı. Elini
kızın göğsünden isteksizce çekip
ayağa kalktı. “Hadi gidip kahvaltı
yapalım o halde!” Çocuksu bir
bakış vardı yüzünde. “Sonra da
belki odamda sevişiriz?..” dedi
eğlenerek...
“İşte buna söz veremem!” dedi
Belen. Uzattığı eli tutmuştu. Onun
dalmaktan vazgeçmesi genç kız
için yeterliydi. Bora yazlık
gömleğini giyip malzemeleri
topladı. Bisikletin yanına gittiler.
Genç kız adamın yanında motele
doğru yürürken, iri gövdesi
kendisine gölge yapıyordu. Bu
savaşı kazanmıştı. Yaşasın! Nihayet
bu adama karşı bir savaş
kazanmıştı. Tabii politikanın da
biraz rolü olmuştu!
Motele girdiklerinde ortalıkta yine
birkaç çalışan vardı. Bazı
müşteriler de uyanmış, kahvaltı
salonuna çıkmak üzere asansör
bekliyorlardı. Ama hepsi de
istisnasız, dönüp kendilerine
baktılar. Belen nedense rahatsız
olmadı. Adamın elindeki
malzemeleri alıp, çalışanlardan
birine verdi.
“Şunları benim odama bırakır mısın
Metin?” diye nazikçe emretti.
Genç delikanlı zıpkınları ve
şnorkeli derhal aldı. Belen ‘Onları
bir

<< 1 ... 6 7 [8] 9 10 ... 18 >>