bıraksa
kolaylıkla uçup gidiverecekti. İnatla
ellerini önünde birleştirdi. Ona
sarılmamak için tüm gücünü
kullanıyordu.
Banyo bile yapmamış olmasına
rağmen mis gibi kokuyordu. Geniş
asansörde çoğu kere midesini
bulandıracak kadar ter kokan
insanlarla da bulunmuştu. Ama
kendi narin vücudunu saran yağsız
atletik beden, doğal erkeksi
kokusuyla genzini dolduruyordu.
Parfüm bile kullanmasına gerek
yoktu. Ağır kolun altında hafifçe
kıpırdayıp yandan adama baktı.
Kendisini bırakması için hafif kızgın
bir bakıştı. Kırmızı dudaklarına
bakan ateşli gözlerin alaycılığıyla
daha da kızdı. Sanki hemen
sevişecekmiş gibi bakıyordu ve
herkesin bunu fark etmemesi için
kör olmaları gerekirdi.
“Baban ne zaman geliyor?” diye
sordu.
Genç adam kaşlarını kaldırdı.
“Biliyor muydun?”
“Elbette. Ben buranın patronuyum.
Her şeyden haberim var.”
“Sürpriz olsun istedim. Babamı da
çok seveceksin.” Alayla güldü.
“Aynı ben...”
Belen sıkıntıyla içini çekti. “Çattık!
Senden bir tane bile fazla bana!”
Yan gözle kahkaha atan adama
baktı. Gülmesi azalmayınca
dirseğiyle dürttü. Bu asansörde
kendilerinden başka üç kişi daha
olduğunun farkında değil miydi?
Kafeteryaya girdiklerinde içerisi
yeni yeni dolmaya başlamıştı.
Belen etrafını süzdü. Doluluk
oranının iyi olduğunu biliyordu.
Önemli olan müşterilerinin
memnun olup olmadığıydı. Kimi
gülüşüyor kimi de muhabbet
ederek kahvaltılarını yapıyorlardı.
Bu iyiydi. Memnun olmayan kimse
gözükmüyordu. Buraya girerken
kıvrak bir hareketle adamın
kolundan kurtulmuş ve onu önden
itekleyerek kendisi arkasında
kalmıştı.
Başını mutfağa çevirdi. Emine
Hanım içeride olmalıydı. Yardımcı
kızlar arada gezinerek servisleri
kontrol ediyorlardı. Dün kadını hiç
görmemişti. Yine bir sürü soruyla
sorgulanacağını biliyordu. Bu sefer
sakladığı sırrı daha büyüktü. Nasıl
gizleyecekti ki? Kızlığını daha yeni
tanıdığı bir adama kolayca
verdiğini nasıl gizleyecekti.
Etrafa bakıp yer arayan Bora’yı
süzdü. İç çekti. Derin,
<< 1 ... 8 9 [10] 11 12 ... 18 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
