sesi
hiç de şaşkın değildi. Fakat küçük
bir kızgınlık titreşimi vardı.
“Buradan vazgeçtim. Sen ne kadar
istersen iste, projeni iptal
ediyorum. Sana daha güzel bir yer
bulurum!” dedi Bora açıkça.
Babasından çekinmeyecek kadar
kendisine güvenen birisiydi o. Geri
adım atmayacak kadar inatçı...
Tıpkı babası gibi!
Orta yaşlı adam gergince doğruldu.
“Vazgeçemezsin! Burayı mutlaka
almalısın. Ben başka yer
istemiyorum. Burasını istiyorum.”
“Neden bu kadar ısrarcısın? Şart
değil ki?”
“İşime karışma evlat. Bu motel
yıkılsın istiyorum. Yıkıldığı zaman,
yerine kocaman bir merkez yapıp,
ömrümün kalanını burada
geçireceğim.”
“Burası olmasa da istediğin
merkezini yapabilirsin. Çevredeki
her yeri aldım. Fakat burada bir
sürü çalışan, onlara ait bir sürü anı
var.”
“Benim de istediğim bu zaten!
Anıların hepsi yok olmalı. Ben
başkalarının anılarını hayatımda
istemiyorum. Örneğin şu Della
Hanım! Buraya her gelişinde
kocasını hatırlıyor. Oysa yeni bir
otel olsa burada, hatırlayacak fazla
bir şey bulamaz. Beni anlıyor
musun?”
O sırada Belen arkalarında
belirmişti, ama ikisi de konuşmaya
o kadar dalmışlardı ki fark
etmediler. Genç kız sadece
Bora’nın tehditkâr bir tavırla
babasına eğildiğini fark etti.
“Hayır, seni anlamıyorum! Senin
yüzünden bütün hayatım alt üst
oldu.” diye homurdanıyordu adam
sinirle. “Buraya geldim ve küçük,
aptal bir sarışının oyuncağı oldum.
Düzenli bir hayatım varken şimdi
her şey mahvoldu. Üstelik de
kendimi tutamayıp, onunla beraber
oldum. Anlıyor musun, beni?
Onunla istemediği halde birlikte
oldum! Şimdi ise, daha genç
kızlığını bile bilmeyen bir çocuğu
hamile bırakma riskim var ve hepsi
de senin bu aptalca inadın
yüzünden!”
Sesi gerçekten de sertti ama
Belen’in kalbini parçalayan şey,
sesinden çok sözlerinin içeriğiydi.
Onunla yatmış olduğunu babasına
açıklaması bile o kadar
utandırmamıştı kendisini. Demek
kendisiyle istemeden yatmıştı?
Demek küçük, aptal bir sarışındı?
“Onunla yattın mı?” diye
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
