genç kızın
her hangi bir şeyine doyması
mümkün gözükmüyordu. İki eliyle
diri göğüslerini sıkıca kavrarken,
hafif bir alayla sordu. “Eee?”
Demek ki dinliyordu!
“Belki de... bu gece... ben de
sana... bir nişan hediyesi
verebilirim.” Elleriyle adamın
gömleğini iyice sıyırdı. Çıplak
omuzlarında, ince parmaklarını
yavaşça gezdirdi. Aynı genç
adamın yaptığı gibi iki eliyle onun
kaslı göğsüne dokundu. Yavaşça
okşadı. Onun önce nefesini
tuttuğunu, sonra da kasıkları
arasındaki sertliğinin daha da
arttığını hissetti.
“Bu fena bir fikir değil!” diye
mırıldandı adam. “Hediyem bu
mu?” Bluzu acele etmeden çıkarıp
bir kenara attı. Ateşli dudakları
göğüs uçlarına yanaşmıştı. Belen
gülümseyerek onun saçlarını
kavradı. Göğüslerini öpmesi için
kendisine çekti. O tepeciklerde
gezinen dudaklar, ne kadar hassas
bir tene sahip olduğunu yeniden
hatırlattı. Gözlerini yumarak başını
geriye attı. Birkaç dakika sonra
göğüslerini bırakan dudaklar mis
kokulu boynuna doğru tırmanınca,
sevgiyle adama sarıldı.
Sonunda Bora onu çocuk gibi
kucaklayıp ayağa kaldırdı. Geçen
gece uyurken yaptığı gibi hiç
zorlanmadan merdivenleri çıkarıp
kızın odasına götürdü. Yatağın
yanında yere bıraktıktan sonra
uzun süre öptü onu... Ateşle ve
aşkla... Belen’in artık hiç şüphesi
yoktu. Bu uzun adam kendisini
seviyordu. Sevmeyen bir erkek
böyle güzel öpemezdi... Kırılacak
bir eşya gibi böyle narin
davranamazdı...
Acele etmeden birbirlerini iyice
soydular... Belen’in zaten fazla bir
şey kalmamıştı üstünde... Çıkarılıp
fırlatılan şortunun altında ise bir
şey yoktu. Bora şimdi onun devam
etmesini bekliyordu. Eliyle adamın
kemerini tuttu. Utangaçça çözdü.
Titreyen parmaklarla fermuarını
indirdi. Siyah pantolon yere
düşünceye kadar nefesini tutmuştu.
Gözleri yukarıya kaldırdı. Bakışları
adamın gözlerinin derinliklerinde
yken, onun iç çamaşırına dokundu.
Bora da kendisine bakıyordu.
Acele etmeden ağır ağır aşağıya
indirdi. İç çamaşırı yere
düştüğünde utangaçça

<< 1 ... 13 14 [15] 16 17 >>