ihtiyacım var!”
“Bora?”
“Vahşi güzelim benim... Biricik
aşkım! Söyle hadi! İnanmakta
zorlandığım o iki kelimeyi söyle!
Söyle ki beni dünyanın en mutlu
adamı yap! Söyle ki, ölünceye
kadar senin kölen olayım...”
Belen gözyaşları içinde kıkırdadı.
Güzel, ıslak gözleri ışıldamıştı.
“Sen asla köle olmazsın! Sen olsa
olsa efendi olursun! Benim
efendim... Kalbimin sahibi...”
“Ne olursam olayım... senden asla
vazgeçmem Belen. Bir kadını bu
kadar sevebileceğimi
düşünmemiştim. Söyleselerdi de
inanmazdım bile. Sen bunu
başardın! Nasıl yaptın bilmiyorum
ama... senden başka bir şey
düşünemiyorum. Ne iş, ne de
başka bir kadın... Babama bile karşı
çıktım...”
Belen nefesini tutmuş, alnını
dayadığı adamı dinliyordu. Sonra
başını geriye çekip, yarı gülen yarı
ağlayan gözlerle ona baktı.
Dudakları ise gülümsüyordu...
Şaşkınlıktan, mutluluktan...
“Sen... beni gerçekten
seviyorsun?” dedi yavaşça.
“Hem de nasıl! Sen benim
hayatımdaki en güzel şeysin...”
Belen gülümsedi iyice. Elinin tersi
ile gözyaşlarını sildi. “Ben de seni
seviyorum, ahmak! Sevmesem
seninle yatar mıydım? Sevmesem
senin için endişelenir miydim?
Sabah o kayalıkta dalmandan öyle
korktum ki, hemen yanına geldim.
Sana bir şey olacak diye tüm
kalbim yerinden oynamıştı. Bir
daha öyle tehlikeli şeyler yapma!
Beni üzme... Ayrıca üzgünüm ama
sanırım hamile kalmanın en
tehlikeli gününde o işi yapmışız.
Bebeğimiz için artık tehlikeli
şeyler yapmak yok. Bir süre tabii...
Kendine hakim olabilir misin?
Mesela kız olursa o evleninceye
kadar?.. Oğlan olursa da askere
gidinceye kadar?..”
“Sen ne dersen onu yaparım...”
diye gülümsedi Bora... Gözleri
gerçekten aşkla yanıyordu. Belen
artık o gözlerdeki ifadenin
kendisinde uyandırdığı çığlık atma
hissini daha iyi anlıyordu.
Delicesine sevdiği bu adam, tüm
hayatını bir anda kapladığı için aşırı
korkmuştu. Sevmekten
korkmuştu... Sevilmemekten...
Arzulamaktan korkmuştu... Onun
tarafından arzulanmamaktan... Ve
sonunda yalnız
<< 1 ... 5 6 [7] 8 9 ... 17 >>
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç
