bir fenalık yapmaz. Ben de
babamı hiç böyle görmemiştim.
Ama ne zamandır sebebini
düşündüğüm bir sorunun cevabını
dün gece buldum.”
“Neymiş o?”
“Sana onların söylemesini tercih
ederim aşkım... Şimdi gözümün
önünden gitsen iyi olur. Böyle
çırılçıplak aklımı başımdan
alıyorsun. Eğer başka bir niyetin
yoksa... yanlış yaptığını söylemek
zorundayım.”
Belen muzipçe ona baktı. Sonra
aceleyle banyoya girdi. Onun
vurguladığı şey için yine hazır
olduğuna inanamıyordu.
Duşunu alıp kurulandıktan sonra,
kendisini mıncıklamak için hiçbir
fırsatı kaçırmayan adama
aldırmadan banyodan kaçtı.
Gülerek odasına döndü. Giyinip
hazırlandıktan sonra banyoya geri
dönüp Bora’ya da temiz bir havlu
götürdü. Havluyu ona vermeden
önce uzun süre iri bedenini
seyretti. Bora bunu fark etmişti.
Genç kız gözlerini ondan
alamıyordu. Üzerinden kayan
sularla, göğüs kasları harika
gözüküyordu. Sırtındaki tırnak
izlerini görmezden geldi. Ama
çıplak kalçalarına ve dümdüz
göbeğine bakarken gözleri
parlıyordu. Dudaklarını ısırdı. Suyu
kapatıp kendisine alayla bakan
Bora’ya havluyu uzatırken iç çekti.
“Biliyor musun?.. Sen gerçekten
de fena değilsin!” dedi.
Karşılığında aldığı ise uzun ve
ateşli bir öpücüktü.
O sabah otele geç gitti. Bora
önceden gitmişti. Her zamanki gibi
günlük işleriyle uğraşmak üzere
odasına girdi. Ardından da Kemal
girmişti içeriye. Bu genç adam
artık kendisine karşı daha
mesafeliydi. Bora ile
yarışamayacağını kabullenmiş gibi
gözüküyordu. Belen ona hiç ümit
vermemiş olmakla beraber, genç
adamın kendisine olan ilgisinin
farkındaydı.
“Her şey yeniden yoluna girdi...”
dedi adam.
“Anlamadım?..”
“Bir anda sihirli bir değnek değdi
sanki!” diye mırıldandı Kemal.
Gelip kızın karşısındaki koltuğa
oturdu. “Sen yokken arayanlar
oldu. Yine yat turu
düzenleyebilirmişiz. Adamlar özür
diledi. Et konusunda da sıkıntı
kalmadı. Bize müşteri ayarlayan tur
şirketleri birden bize karşı ilgilerini
arttırdı. Çok şaşkınım. Ne oldu
bilmiyorum.

<< 1 2 [3] 4 5 >>