107. Eger Allah (mecburiyyetle vadar etmek) isteseydi, onlar (Ona) şerik qoşmazdılar (lakin iman ve emel sahesinde Allahın adeti bendeye ixtiyar vermekdir). Seni de (xilqetin evvelinden) onların gözetçi ve qoruyucuları etmemişik ve sen onların vekili deyilsen (ki, onları zorla iman getirmeye mecbur edesen).
108. Kafirlerin Allahın evezine çağırdıqlarını (bütler ve cinleri) söymeyin ki, onlar da edavet ve nadanlıq üzünden Allahı söyerler. Biz her bir ümmet üçün emellerini belece zinetlendirdik. Sonra onların dönüşü Rebblerine terefdir. Belelikle (Allah) onları (dünyada) etdikleri emellerden xeberdar edecekdir.
109. Onlar möhkem andlarıyla Allaha and içdiler ki, eger onlara (meleyin nazil olması, Salehin devesi, Musanın esası ve İsanın süfresi kimi dedikleri möcüzelerden) bir nişane ve möcüze gelse, ona mütleq iman getirecekler. De: «Heqiqeten möcüzeler yalnız Allahın ixtiyarındadır (möcüze peyğemberlik iddiasının delilidir ve delilin seçilmesi iddia edenin öhdesindedir)». (Axı) siz ne bilesiniz ki, eger o da gelse onlar (yene de) iman getirmeyecekler?
110. Onların qelb ve gözlerini ilk defe ona iman getirmedikleri kimi (evveller olmuş itaetsizliklerinin cezası olaraq onu qebul etmekden) dönderer ve onları öz azğınlıq ve itaetsizliklerinde boşlayarıq ki, sergerdan qalsınlar.
111. Eger Biz onlara melekleri nazil etseydik, ölüler onlarla danışsaydılar ve (istedikleri) bütün şeyleri qarşılarında deste-deste toplasaydıq, onlar Allahın (mütleq ve mecburi irade ile) istemesi istisna olmaqla, yene de iman getirmeyecekdiler. Lakin onların çoxu (özlerinin bu inadkarlıq ruhiyyeleri ile) nadanlıq edirler.
112. Belece (senin kimi) her bir peyğember üçün insan ve cin şeytanlarından (vücudlarında müxtelif şehvet meyllerini yaratmaq vasitesile) düşmenler qoyduq. Onların bezisi diger bezisine (o peyğemberin eleyhine) sirli (gizlin) şekilde bezedilmiş puç ve aldadıcı sözler ötürürdüler ki, (başqalarını) aldatsınlar ve eger Allah (ezeli iradesi ile)

<< 1 ... 14 15 [16] 17 18 ... 26 >>