olmazlar. Sizin üçün onları devet etmeyiniz ve ya susmağınız birdir (çünki onlardan bir netice elde etmeyeceksiniz).
194. Heqiqeten, sizin Allahın yerine çağırdıqlarınız (bütler, ulduzlar ve melekler) sizin kimi bendelerdir. Odur ki, eger doğruçusunuzsa, onları çağırın, size cavab versinler.
195. Meger onların ayaqları var ki, onunla yol getsinler, yaxud elleri var ki, onunla tutsunlar ve ya gözleri var ki, onun vasitesi ile görsünler, yaxud da qulaqları var ki, onunla eşitsinler? De: «Allaha qoşduğunuz şerikleri çağırın, sonra mene qarşı olan bütün hiyle ve planlarınızı işe salın ve mene möhlet vermeyin».
196. «Şübhesiz, menim başçı ve kömekçim bu kitabı nazil eden Allahdır. Odur saleh (bende)lere başçılıq ve yardım eden!»
197. «Allahın yerine çağırdıqlarınız ne size bir yardım göstere biler ve ne de özlerine (xeyir getirmek ve ya bir zereri def etmekle) bir kömek ede bilerler».
198. Eger onları doğru yola devet etseniz eşitmezler. (Ey Peyğember,) onları (müşrikleri) sene baxan görürsen, lakin onlar (eslinde) görmürler.
199. Efv ve güzeşt yolunu tut, yaxşı işler görmeyi emr et ve nadanlardan üz dönder (cihad hökmü gelmeyince döyüşe başlama).
200. Eger Şeytan terefinden tehrikedici bir vesvese seni tehrik etse, Allaha penah apar, çünki O, eşiden ve bilendir.
201. Şübhesiz, teqvalı olanlara Şeytandan bir vesvese yetişse, (ya qelblerde dolanan bir Şeytan onların fikirlerine zerer-ziyan yetirse, derhal) (Allahı yadlarına salaraq) özlerine geler ve onda gözüaçıq olarlar.
202. (Müşriklere geldikde ise,) qardaşları (şeytanlar) onları daim azğınlığa çeker, sonra ise (onları yoldan çıxarmaqda) ellerinden geleni ederler.
203. (Vehyin gelmesi bir müddet texire düşen zaman ve) onlara bir aye ve nişane getirmeyende «ne üçün (özünden) bir aye ve nişane düzeldib getirmirsen?» deyerler. De: «Heqiqeten, men yalnız Rebbimden mene gelen vehye tabe oluram. Bu (Quran) Rebbiniz terefinden ayıqlıq menbeleridir ve iman

<< 1 ... 24 25 [26] 27 >>