verirsiniz?! O, şerik qoşduqları şeyden pak ve ucadır».
19. İnsanlar (xilqetin evvelinde uzun müddet) yalnız vahid (ve ixtilafsız) bir millet idiler. Belelikle (dünyevi işlerde ictimai elaqelere göre, kitab nazil olduqdan sonra ise ixtilaflarını aradan qaldırmaq üçün kitabın özü ile bağlı) ixtilafa düşdüler. Eger (ezeli elminde ve Lövhi-Mehfuzda) Rebbinden (bütün delil-sübutlar teqdim edilmemişden ezab vermemek ve delil-sübutlar teqdim edildikden sonra da telesmemek baresinde) bir kelam keçmeseydi, onların arasında mütleq ixtilaf etdikleri şey baresinde (emeli suretde) hökm edilerdi. (Beqere suresinin 213-cü ayesine müraciet edin.)
20. Ve «ne üçün Rebbi terefinden ona (Salehin devesi, Musanın esası, meleyin gelmesi kimi camaatı iman getirmeye vadar eden) bir möcüze nazil olmayıb?» deyirler. De: «Qeyb (perde arxasındakı işler) yalnız Allahın ixtiyarındadır (ve belke de nazil etdi). Buna göre de, gözleyin ki, men de mütleq sizinle birge gözleyenlerdenem».
21. İnsanlara onlara yetişmiş çetinlik ve eziyyetden sonra bir merhemet ve rahatlıq dadızdırdığımız (cahiliyyet dövrünün nadanlıq ve feqirliyinden sonra İslam elm ve rifahı verdiyimiz) zaman birden Bizim ayelerimiz baresinde hiyleye başlayırlar (onları sehr, şer ve efsane adlandırırlar). De: «Allahın mekri daha tez yetişendir». Heqiqeten Bizim elçilerimiz etdiyiniz mekrleri yazırlar.
22. Sizi quruda ve denizde gezdiren Odur. Nehayet, siz gemilerde olan ve gemiler öz sernişinlerini xoş ve mülayim bir küleyin vasitesile hereket etdiren ve onlar ondan xoşhal olduqları zaman, (birden) hemin gemilere şiddetli bir külek eser, (denizin) dalğa(sı) her terefden onlara çırpılar ve onlar (dalğaların ve belanın) mühasiresinde olmalarına yeqinlik ederler, (o halda) iman ve etiqadda saf niyyetle Allahı çağırarlar ki: «Eger bizi bundan (bu tehlükeden) qurtarsan, mütleq şükr edenlerden olacağıq».
23. Ele ki, (Allah) onlara (hemin tehlükeden) nicat verdi, birden yer üzünde haqsız yere zülm ederler! Ey

<< 1 2 3 [4] 5 6 ... 15 >>