olduğunu ve o balaca toppuş elleriyle meni qıdıqlamağa çalışdığını gördüm. Gülümseyerek onu özüme teref çekdim ve yumşaq yanağına bir öpüş qondurdum.
"Deniz ana axı men acdım.’’
Gözüm yan terefimdeki saata sataşdığında hardasa günorta olduğunu gördüm ve bugün heqiqeten çox yatmışdım.
‘’Sen ne zaman oyandın?’’
‘Indi seni görmeyince qorxdum ama bura geldim sonra seni gördüm qorxum keçdi.’’
Onu berk qucaqlıyaraq yeniden yumşaq yanağına öpüş qondurdum .
‘’Acmışam…’’
Gülmeyime mane ola bilmemişdim.
"Bele veziyyetde neyniyirik Efe?’’
‘’Ne edirik?’’
‘’Sen aşağı enib boyalarını edirsen ve mende tez üzerimi deyişib seher yemeyi hazırlayıram yaxşımı?’’
‘’Hıhı.’’ Deyerek qollarımdan sıyrıldı ve otaqdan çıxtı. Bir müddet onun arxasından baxa qalmışdım. Gerçekten artıqlamasıyla şirin, sevimli ve ağıllı bir uşaqdı.Özümü toplayaraq yataqtan qalxdım ve hamama girerek elimi üzümü yudum. Gözlerim şişmişdi. Dünen gece Ahmet’in söylediklerinden sonra özümü saxlaya bilmeyib ağlamıştım. Eslinde her zeherli sözlerinden sonra özüme pis olmamaq üçün söz verirdim ama her defesinde bu sözler boşa gedirdi ve men yene üzülürdüm. Düşünmemeye çalışarak banyodan çıktım ve dolabı açarak üzerime bir şeyler giyindim. Saçımı ensemde toplayarak aşağı indim. Önce Efe’nin odasına girerek ne yaptığına baktım. Dediğim gibi boyama yapıyordu. Mutfağa geçerek çay suyunu koyduktan sonra kahvaltılıkları masaya çıkardım. Dolaptan sucuğu da alarak altı yedi parça kestim ve iki tane yumurtayı bir kaseye kırarak hafifçe çırptım. Tavayı ocağa koyduktan sonra yağını ve sucuklarını ekledim ve birkaç dakika sonra yumurtasını da üzerine dökerek biraz pişirdim ve altını kapattım. Tavada ki sucuklu yumurtayı büyük bir tabağa boşalttıktan sonra tabağı da masaya koyarak Efe’ye seslendim. Efe yerine otururken onun portakal suyunu bardağına boşaltarak masaya koydum. Kendimde ocakta ki çaydan bir bardağa koyarak yerime geçtim ve kahvaltıma başladım.
Kahvaltı Efe’nin birkaç sorusu dışında sessiz geçmişti.

<< 1 ... 53 54 [55] 56 57 ... 200 >>