Asla ayrılmayaca-ğız, bu sözü ver bana," diye
fısıldıyorum ona.
Sessizlik... Bir kez daha sırtımı okşuyor ve dayanılmazürpertiler duyumsuyorum. Bir kez daha
içime giriyor. Kal-çalarımı ona dayıyorum, uyumla hareket ediyoruz.
O sırada, "Birbirimizi terk etmememiz için iki koşul var. Kendini ne benim, ne aşkımın, ne sevgimin,
ne de herhangibir şeyin esiri gibi hissetmemelisin. Özgür gezinmesi gere-ken bir meleksin sen.
Yaşamının tek amacı olmama hiçbir zaman izin vermemelisin. Sen önemli bir kadın olacaksın,zaten
şimdiden öylesin de..." diyor.
Çatallaşmış sesimle ikinci koşulun ne olduğunu soruyo-rum.
"Kendini aslaaldatmamahsın . Çünkü kendini aldattığın-da aslında hem bana, hem de kendine
kötülük yapıyorsundemektir. Ben seni seviyorum ve yollarımız ayrılsa bile se- ni sevmeye devam
edeceğim."
Hazlarımız birleşiyor ve elimden aşkıma sıkısıkı sarıl-maktan ve onu asla ama asla bırakmamaktan
başka bir şeygelmiyor.
Yorgun, yatağındauyuyakahyorum . Gecegeçip gidiyor
ve sabah beni sımsıcak ve aydınlık bir güneşle uyandın.Yastığın üzerinde bana bıraktığı not
var:
Görkemli varlık, yaşamında mutlulukların en
büyüğünü, en mükemmelini bulmanı ve ben de sen istediğin sürece bunun taraflarından biri
olmayı isterim. Çünkü ben, şimdiden bil ki, arkana dönüp bakmadan gitsen bile seni is-tiyor
olacağım.
Kahvaltılık bir şeyler almak için çıktım, çabucak dönece-ğim.
Açılmış tek gözümle güneşi seyrediyorum. Kulağıma tat-lı tatlı sesler geliyor. Denizde geçen bir
geceden sonra taka-lar yavaşyavaş limana girip halat bağlamaya başladılar. Bi-linmezde yapılan bir
yolculuk... Tek bir gözyaşı damlası gö-zümden yüzüme iniyor. Çıplak sırtımda dolaşan eline ve ensemden
öpmesine gülümsüyorum. Ona bakıyorum. Bakıyo-rum ve anlıyorum, artık biliyorum.
Ormanda geçen yolculuğumu tamamladım. Küçük ço-cukları yiyen devin kulesinden, aldatan melek ve
şeytanları-nın zulüm veren pençesinden kaçmayı başardım, çift cinsi-yetlicanavardan kaçtım. Beni,
yumuşak kadife
»Sizden Gelenler
»Oxu zalına keç